12 Eylüle karşı duranlar Barışın Akademisyenleri
Anayasa Mahkemesi’nin, “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi” başlığı altında imzası olan 10 Akademisyenin, "terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırıldıkları" gerekçesiyle yaptıkları bireysel başvuruda hak ihlali kararı vermesinin ardından, bu defa 1071 başka akademisyen kalkmış ayağa ve demiş ki, “Bu yanlış kararda imzası bulunanları kınıyoruz” !
Anlaşılan, BARIŞ kavgamız bitmeyecek…
Akla 1984 geliyor…
12 Eylül darbe döneminde bir grup aydın tarafından hazırlanan ve binlerce aydının imzasıyla 15 Mayıs 1984 günü sunulan “Aydınlar Dilekçesi” hani !
Hatırlayanınız oldu mu ?
Aslında hiç unutulmadı ki…
O zaman da ayağa kalkanlar olmuş, KORKMADAN…
Bugün gibi, DÜŞÜNDÜĞÜNDEN geri adım atmamış…
Biraz o güne dönelim mi ?
İmza atılana bir bakalım…
Direnilenin ne olduğuna…
Ama önce GEREKÇE neymiş, ona…
-
Kuşkusuz, bu büyük bunalımdan toplumumuzun bütün kesimleri, katmanları ve görevlileri ortaklaşa sorumludur. Biz, Türk aydınları, eksiklerimizin ve sorumluluğumuzun öneminin ve önceliğinin bilincindeyiz. Bu bilinç, bize, toplumumuzun sağlıklı ve güvenli bir düzene geçişiyle ilgili görüşlerimizi açıklama görev ve hakkını vermektedir.
Var olan düzenlemeler ve 2969 sayılı yasanın suç saymadığı çerçeve içinde görüşlerimizi açıklamayı gerekli görüyoruz. Bizler, bu sınırlamaları benimsememekle birlikte, bu çerçeve içinde hareket etme durumundayız.
Bizler, toplumumuzun, akılcı yöntemler kullanarak aydınlık bir geleceğe ulaşacağına coşkuyla inanıyoruz. Bu inançla ve ortaklaşa sorumluluğumuzu üstlenip, kaynağını Anayasa'da bulan dilekçe hakkımızı kullanarak, kamu ile ilgili gözlem, düşünce ve istemlerimizi devletin en yüksek katlarına saygıyla sunuyoruz.
-
Şimdi yaşananlara eleştiriler gelsin…
-
Yargı kararı olmaksızın yurttaşların haklarının kısılması, tartışılması mümkün olmayan tek yanlı idari işlemlerle suç oluşturulması, siyasal hakların ellerden alınması ve genel suçlamalar yapılması, toplumsal yıkımlara yol açmaktadır. Dernek, kooperatif, vakıf, meslek odaları, sendika ve siyasal partilere girmenin ve açıklandığı zaman suç sayılmayan düşüncelerin, sonradan egemen olan anlayışa göre suç sayılması, hukuk devleti kavramıyla bağdaşmaz.
-
Tarihsel gelişim süreci içinde demokratik anayasaların amacı, kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır. Bireyi devlet karşısında güçsüzleştiren düzenlemeler, hangi ad altında getirilirse getirilsin, demokrasiden uzaklaşma anlamına gelir. Bu durumda, demokratik yaşamın kaynağı olması gereken Anayasa, demokrasinin engeli olur.
-
Peki, sonuç mu ?
Aralarında Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Halit Çelenk, Yalçın Küçük, Erdal Öz gibi aydınların bir araya gelerek oluşturdukları ve yaklaşık 1300 imzayla desteklenen dilekçe, imzacıları noktasında yargılandı ! Ama… “Sıkıyönetim yasaklarına aykırı olarak bildiri dağıtmak” suçundan Ankara 1 no.lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde görülen, 18 Ağustos 1984 tarihinde ilk duruşması yapılan dava, 7 Şubat 1986'da tüm sanıkların lehine sonuçlandı.
Bu karşılaştırma, AYDIN olmanın gerekçesinde duranların önemine dair…
Kelimelerinden korkmayanların yazdığı ÖZGÜR tarihe dair…
Daha iyi bir ülke yaratma adına, olması gerekene dair…
DÜŞÜNÜN deyişimizdeki ısrarın gerekçesine dair…