Öcalan TBMM'ye Giderken... Akıllardaki Süleyman Soylu!
Düşünün,
...on yıllardır terör yüzünden yaşamadığı acı kalmayan bir ülkede, dönemin İçişleri Bakanı çıkıyor ve teröristlerin ayakkabı numaralarına varıncaya dek, ciddi bir istihbarat ağına sahip olduklarını söylüyor, GÜVENDESİNİZ diye de ekliyor !
Ondan bir kaç sene sonra, aynı Bakan'ın partisi ve iktidar ortağı çıkıyor ve diyor ki, "terörün bitmesi için Abdullah Öcalan'ın devreye girmesi gerekiyor, aksi halde terör de bitmez, güvenlik kaygıları da..."
Tabi, dedikleri cümle tam olarak bu değil, ama buna dair !
Onlar bunu der demez de, tüm o ayakkabılar da VAR denen numaraları da dağılıveriyor !
Eli güçlü sanılanların hikayesi de güçlü sanılan kelimeleri de rüzgara savruluyor !
Şimdi gelelim, Öcalan'ı Meclis kürsüsüne çıkartıp, dünya basınına konuşma fırsatı verecek, MHP lideri Devlet Bahçeli imzalı projenin bugününe... "Kim, neyi ne kadar biliyor" kısmına bile hakim değiliz ama, Nisan 2015'ten bu yana tek bir ziyaretçisine bile izin verilmemiş PKK lideri Abdullah Öcalan'a Ankara'dan giden mesajları izliyoruz bugünlerde, onunla görüşen heyetlerin taşıdığı bilgilerin fısıltılarına kulak kabartıyoruz, o bilgileri takip eden Türkiye, Suriye ve Irak'taki PKK unsurlarının bu projenin neresinde olduklarına ise bir türlü karar veremiyoruz !
Tabi bir de her şeyden habersiz, NE OLUYOR diyen Anadolu insanı var, aynı tablonun bir köşesinde...
Sahi, biliyor muyuz NE OLUYOR ?
Her şey bir tarafa, en garibi de, devletin istihbarat ve askeri unsurlarının böylesi bir süreci yapılandırması beklenirken, Türkiye'de Kürt siyasetinin en güçlü adresi olan DEM'e bu sorumluluğun verilmiş olması... Şu ana kadar PKK ve terörle iç içe olmakla suçlanan DEM ve yıllar içinde kapatılan siyaset arşivi, bana göre, hiç olmadıkları kadar net bir fotoğraf veriyorlar, temsil ettikleri Kürt siyasetinin tüm özgür iradesini Öcalan'a teslim etmelerine dair ! Buna dair açıklamalar bile yapıyorlar ! Merak ediyorum, istenen asıl şey, bu mu ? Konu, Öcalan değil, ama DEM'i ve temsil ettiği siyaset kalabalığını bir kerede ve bütünüyle elemek mi ? Ne PKK ne de Abdullah Öcalan için bugüne kadar net bir duruş vermeyen DEM ve geçmiş arşivinin, bugün, Türkiye kamuoyuna özenle servis edilen buna dair fotoğrafları, ilmek ilmek örülen bir planın parçası mı ?
Soruların kalabalığında, içimizden biri oldukça memnun !
Öcalan'la görüşen ve onunla yapılan görüşmenin detaylarını AKP, MHP, CHP ve diğer siyasi partilerle paylaşan DEM heyetine göre, şu ana kadar atılan adımlar da alınan mesafe de UMUT verici... Bunun anlamı, Abdullah Öcalan, halinden memnun... Onu BİLİR KİŞİ ilan edenlerin ona yüklediği ROLden memnun... 'O olmazsa silahlar susmaz' gerçeğini itiraf eden bir Ankara'dan memnun... Teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar herşeyi bildiklerini iddia edenlerin, aslında elinde ne numara ne de ayakkabı olmadığının ortaya çıkmasından memnun... Türkiye dışındaki Kürtlerin de yaşanan gelişmeleri yakından izlediği ve ona daha güçlü bir liderlik statütüsünün kazandırıldığı bir sürece dünya basınının gösterdiği ilgiden memnun... Şu ana kadar Lübnan'ın Beka Vadisi'nden Kandil Dağı'ndaki örgüt adresine, bir çok yerde basına verdiği sayısız demeçten sonra, Ankara'ya karşı verdiği mücadelede gelinen TBMM aşamasından da o aşamanın resmi kurumsal KONUŞMA davetinden de memnun...
Bu arada, yaklaşık 10 senedir hiç bir ziyaretçisi olmayan bir adama birden bire bu kadar çok sorumluluk, rol ve güç yüklemesi yapanların, ne yaptıklarını iyi bildiklerini umarak devam edelim yazımıza, ama bunu yaparken de net bir tespiti paylaşalım !
MHP istiyor ki, şartların hiç olmadığı kadar Öcalan'a hizmet ettiği bir noktada, ne PKK ne de lideri bir şey istemesin, kayıtsız şartsız, MHP ve AKP ne istiyorsa onu söylesin, ki silahları bırakacak örgütün de her hangi bir talepte bulunmaması da beklentiler arasında bu arada...
Peki, bu HERŞEY DAHİL sistemi mümkün mü ?
Tabi ki değil...
Şu an kurulan masa, bir pazarlık masası ve Ankara'dan Türkiye'yi yönetenler de Öcalan da o masadan, KAZAN hanesine bir şeyler eklemeden kalkmayacak, ki bir ihtimal de, taleplerin çatışmasında o masa dağılacak...
Öcalan'ın elini güçlendiren en önemli şey, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'teröre karşı zafer' nidasıyla yaptığı açıklamanın aslında gerçeği yansıtmıyor olması... Unutmadık ! Tarihler 18.11.2022 tarihini gösterirken, TBMM Plan ve Büçe Komisyonu'nda, Bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin konuşan Süleyman Soylu'nun, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dağlardaki teröristin ayakkabı numarası dahil, her şeyi bilmektedir" deyişini...
Sahi, ne oldu da o 2 senede ayakkabılar da numaraları da ortadan kayboldu ?
"Her şeye hakimiz" diyen bir İçişleri Bakanlığı'ndan bu aşamaya nasıl oldu da gelindi ?
Bence, SİYASETİ BIRAKIYORUM açıklaması yaptığı söylenen Süleyman Soylu, önce buna bir cevap versin, hatta bugün gelinen noktada, yaşadıklarımızın siyaseten hesabını versin !