Hüseyin Yayman Demiş De... Ben De Bir şeyler Desem Mi?
Bazen, kendi kendime, "Ankara'da teneffüs edilen hava, Anadolu'nun diğer şehirlerinden farklı mı" diye soruyorum ! Olabilir mi ?! Mümkün mü ?! Ankara'nın YÜKSEK yaşam standardının Anadolu'nun DÜŞÜK hayat standardını anlamaması da bundan mı ? GEÇİNEMİYORUM diye bağıranların duyulmaması en çok da !
Öyle bir ülke düşünün ki, hayat pahalılığı için
...süpermarketler !
...Şehirlerdeki haller !
...ev sahipleri !
...esnaf !
Anlayacağınız, ülkeyi yönetenler dışında HERKES neredeyse suçlu... Bu ülkeyi son 22 senedir yönetenler mi ? Yok, eldeki bu sorunu üzerine bile alınmıyor... Bu ülkede AÇ olabileceğine dair söylemlere bile YALAN diyebiliyor !
Aldığı maaşla yaşaması bile mucize hale gelmiş ülke insanını kadere teslim etmesi de bundan belki...
Buna dair, en son biri benzer bir şeyler söylemiş... Yok, yabancı biri değil, bizden biri... Hatay'dan Ankara'ya gitmiş biri... Bir iki dönemdir şehrin milletvekili olarak görev yapan, KIYAK emekliliğine dair hiç bir şikayeti olmamış, ama anlaşılan o ki, temsil ettiği halkın ne çektiğine dair gerçekleri çok da derinliğine kavramamış biri...
Kendisi beni çoooook iyi tanır !
Demiş ki, ülkenin emeklilerinin olası maaş beklentisi için;
..."AK Parti, hiç bir zaman, milletini enflasyona ezdirmemiştir" !!!
Güçlü kelimeler...
Hiç bir zaman, ifadesi hele ki !
Ben de bir emekliyim, Sayın Yayman... Emekli olmasam da, bir gazeteci olarak yıllardır bu ülkeye ve insanına dair haberler yapıyorum... GEÇİNEMİYORUM diyen o kadar çok mesaj alıyorum ki ! 170 bin TL maaş alan bir Milletvekili olarak, 12 bin 500 TL maaş alan bir emeklinin enflasyona ezdirilmediğini söylemek için ya ciddi bir BASKI altında olmak gerek ya da dayatılan repliklerin sıkıcı tekrarı olduğunu kabul etmek... Bunu eğer inanarak söylüyorsanız, bence, mahalle pazarlarını gezin biraz... O 12 bin 500 TL ile yaşamak için adeta mucize yaratan emeklileri ziyaret edin bu kış gününde... Kombisini ısınacak kadar bile açamayan insanların, biriken faturaların ağırlığı altında yaşadığı drama şahitlik edin.. Daha ucuz et alabilmek için sıraya giren ülke insanının, aldığı o bir kilo eti gram gram ayırıp yemek yapma derdi için de o sofralara misafir olun... Belediyelerin açtığı kent lokantalarının kendi şehirlerinde de açılması için dua eder hale gelmişleri anlamak için, TBMM lokantasının yüzlerce çeşit menüsünden oluşan halinden az biraz uzaklaşın...
Anlayacağınız,
...eziliyoruz, Sayın Hüseyin Yayman !
Adına ENFLASYON deyin, HAYAT PAHALILIĞI deyin, FAHİŞ FİYATLAR deyin, GELİR ADALETSİZLİĞİ deyin, hani ne derseniz deyin, ama o EZİLİYORUZ gerçeğine MAKYAJ yapmayın... Siz de haklısınız, hani o vekil listesinde olmanın / olabilmenin Türkiye şartlarında bir maliyeti var... Parti politikaları denilen, Vekil iradesini tamamen teslim alan gücün YA BENİMLESİN YA DA HİÇ hikayesi de...
Sanırım konu da bu...
Daha iyi hayatlar için verdiğimiz oyların bize hiç bir zaman YOL / SU / ELEKTRİK olarak geri dönmediği bir gerçeğin mahkumlarıyız... Her seçimde "BU DEFA..." diyenlerin her defasında "SABIR..." diye eklediği hayatların nefes alamayanlarıyız...
Peki, ne yapacağız ?
12 bin 500 TL emekli maaşı alan bizlerin ENFLASYONA EZDİRİLMEDİĞİNİ açık açık söyleyecek kadar eldekine inan birine, AÇIM ya da GEÇİNEMİYORUM demenin anlamsızlığını nasıl çözeceğiz ?
Cevabınız var mı, Sayın Yayman ?
Aşağı yukarı, 110 bin 995 TL emekli maaşı alan biri olarak en çok da !