Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 49 defa okundu.

Hiç Birini Anlamadım... Ne Sağını Ne Solunu Ne De...

"Ankara siyasetinin kiri pası ne zaman temizlenir" diye bir soru sorsam...

Cevabınız ne olurdu ?

Ara ara onlardan biri konuşuyor, ki belli, haksızlığa uğramış ve sesi de o yüzden yükselmiş... Diyor ki, "Bir konuşursam, sokağa bile çıkamazlar" ! O kadar duyuyoruz ki bunu ve buna benzer cümleleri ! Tamam da, niye kimse cümlesinin sonunu getiremiyor ? Bildiğini niye anlatmıyor ve sürekli o tehditkar cümlesini havada asılı bırakıyor ? Onu engelleyen ne ? Ona SUS işareti yapanlar kimler ? Susması, daha kirli oluşundan mı ? Onun da birilerinde, açılması muhtemel dosyalarının oluşundan mı ?

Bu konu ne zaman köşeme taşınsa, aklıma, Ahmet Davutoğlu'nun, "Terörle mücadele defterleri açılırsa, birçok insan, insan yüzüne çıkamaz" deyişi geliyor...

O defterleri niye kapalı tutuyor, soralım mı mesela ?

O defterleri kapatı tutmasını söyleyen kim, bunu da...

O defterlerin sayfalarında sıralanan isimleri de ama...

Düşünün, o defterlerde neler yazılı ki, hangi ağır suçlar, ne tür karanlık diyetler var ki, hakkında konuşacağı kişi ya da kişiler insan yüzüne çıkacak takati bile bulamayacak kendinde, açıklanması gerekenler açıklandığında... Bu kadar ağır bir dosyayı yıllarca aklında, kalbinde, vicdanında taşımak yerine, hukuka teslim etmesi gerekenlerin sustuğu bir ülkede tabi ki konumuz da tek konuğumuz da Ahmet Davutoğlu değil, ama güven vermeyen Ankara siyaseti ve siyasetçi profili... Bir partinin misyonu ve seçmen beklentisine göre TBMM'ye Milletvekili olarak gidenlerin, yakalarına taktıkları parti rozetlerini kolayca, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, normal bir şeymiş gibi değiştirivermeleri... Temsil ettikleri insanlar ve ihtiyaçları yerine, liderleri için nefes alıp vermeleri... 

Konuşmak için gidip, SUSMALARI !

Onca susuşların ortasında, Hatay'ı es geçmek olmaz...

6 Şubat depremlerinin yakıp yıktığı Hatay'ın Antakya'sından Ankara'ya gelen bir gazeteci olarak, sürekli gündemde tuttuğum, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'depremde sorumluluğu olan kamu idarecilerinin soruşturulması' talebinin aylarca Hatay Valiliği çekmecesinde ısrarla bekletilmesini es geçmek hiç olmaz... Evet, bu konuda çok yazdım, çok paylaştım, çok sordum, çok eleştirdim ama, benzerlerini yapmasını beklediğim insanlar, bunların hiç birini yapmadı ! Sormadı, sorgulamadı, manşetine bu konuyu hiç çekmedi, Valiye dahi sormadı, olanı biteni eleştirmedi, ama ceketini özenle  ilikledi, ŞARTLAR ZOR dedi, sustu ! Ben mi ? Depremin hiç dinmeyen ağıtını dinlemesi gerekenlerin aylar süren o onay sürecinde, Savcılık talebini, hele ki böylesi bir konuda niye cevapsız bıraktığını birebir sormak isterdim, bugünün Hatay Valisine, tabi şehrini terk edip de giden eski Valiye de...

Demem o ki,

...susuyoruz !

Susarak ödüllendiriliyoruz belki de !

Susarak, onaylanıyoruz ya da !

Peki, kazancımız ne oluyor ?

Mevki mi, makam mı ?

Peki, kaybımız ?

O ne ?

İnsanlığımız mı ?

Başlarken de dedim ya, anlamadım, anlamaya çalıştıkça da yoruldum... 22 senelik bir iktidarın bugününde biriken yoksulluğumuza, geçim derdimize, adaletsizliğimize, çaresizliğimize, içi boşaltılan parlamenter sistemimize çözüm olsun dediklerimizin, Ankara'da, o sık sık eş değiştiren dans hallerine baktıkça, daha çok yoruldum... 

Meral Akşener'den Ahmet Davutoğlu'na, Sinan Ogan'dan Muammer İnce'ye, yorgunluğumuza yorgunluk katanlardayım bugün ! KAZANAN ceketi giyip de ortalıklarda dolaşıp poz veren Özgür Özel'i unutmadım ! Cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda aldığı yanlış kararlarla ülkeyi bugüne taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu'nu unutmadım ! Bugün, AKP'ye girmek için sıraya girenleri, dünün en tartışmalı isimlerini, CHP çatısı altında TBMM'ye taşıyanların seçim stratejilerini de o stratejilerin bizi ne hale getirdiğini de unutmadım ! Daha düne kadar, bugün itifak ortağı olduğu AKP'yi de liderini de en sert şekilde eleştiren MHP'nin de lideri Devlet Bahçeli'nin de yıllar içinde yaşadığı değişimi de, o değişimin siyaset kurumunda yarattığı sarsıntıları da unutmadım !

Susanların, bildiklerine susanların, konuşmayarak kiri biriktirenlerin ülkesinde yaşayan bizler, haklısınız, çoooook yorgunuz... 

Siyasetin bugününden, yaratılan siyasetçi profilinden çoooook yorgunuz... 

Var mı bir çıkış kapısı !?