Anladık, AKP Fazla Cesur Da... CHP Neden Bu Kadar Korkak?
Siyasi partiler de, ara ara iktidar değişimi yaşayan ülkeler gibidir... İktidara gelen siyasi partilerin hayat görüşü üzerinden, temeli çok çatırdatmadan, yeniden şekillenir, ülkeler... Dekoru her dönem apar topar değiştirilen iktidar sahnesine taşınan değerler de değişimle beraber sürekli yenilenir... Sloganlar bazen dinle yoğrulur, liderler kutsallaştırılır, yönetmeye yardımcı insan tanrılar oluşturulur, kutsallar ha bire cilalanır, koca koca laflarla şişirilen hayallerle aç karınlar doyurulur...
Peki, bu tabloda ne kadar tokuz ?
Bugünün siyasetinden ne kadar tokuz ?
Onlar bu kadar tokken bizim tokluğumuz sahi, o ne alemde ?
Yetiyor mu bize ?
Şimdi gelelim asıl konumuza, Ankara'ya, Ankara'dakilere, biraz AKP'ye, ama çokça da CHP'ye ! Hazır DEVLET üzerinden başlamışız madem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Mahir Başarır'ın, bugün ÜLKE NE HALDE sorusuna verdiği cevapla devam edelim mi ?
Demiş ki,
"Bir ülke düşünün;
Gazeteciler, yargı eliyle baskı altına alınıyor ve mesleklerini yapmaları engelleniyor... Belediye başkanları ve sendika yöneticileri şafak operasyonuyla gözaltına alınıyor... Siyasi parti genel başkanları ve milletvekilleri cezaevinde... Türkiye, maalesef, en karanlık dönemlerinden birisini yaşıyor... Türkiye Cumhuriyeti'ne bu karanlığı yaşatanlara karşı hep birlikte direneceğiz..."
Onun resimlediği ülkede, "AKP, nasıl bir ülke / devlet yarattı da bunlar yaşanmış" diye soranınız varsa eğer,
...ekonomiden başlayalım mı ? Damat Berat Albayrak mesela, eski Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı ! Hani, doların 10 liraya çıkmasının ardından yaptığı o ünlü konuşmasında, "Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15'ten satarız... Çok beklersiniz, hele de seçimden sonra daha çok beklersiniz" deyişini... Sahi, bugün dolar kaç lira ? Merak ediyorum... Ekonomi, ondan sonra gelenlerle iyice içinden çıkılmaz bir hale gelince, Amerika'dan gelen Mehmet Şimşek'e teslim edildi edilmesine de, Albayrak'a ne oldu ? “Ekonomi, gözlerdeki ışıltıdır” diyen Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin o, "Bir uyuyun, 6 ay sonra uyanın Türkiyede, çok farklı noktalara gideceğiz" demesi de unutulmazlar arasında ! Bugün yaşanan geçim derdinin zirveye çıktığı bir ülkede, kendi emeklisine insanca bir maaş bile veremeyen bir dönemdeysek eğer, o ışıl ışıl gözlerin de bunda çooook büyük katkısı var ! Yok mu ? Dönemin Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile eşi Hasan Pekcan'ın, kendi firmalarından, sorumluluğunu üstlendiği Bakanlığa dezenfektan sattığı yolunda çıkan haberlerin doğrulandığı anları da yaşadı bu ülke ! Ne oldu ? Yine hiç birşey... Çankaya Köşkü'nden Külliye denen 1150 odalı devasa bir yapıya geçen AKP liderliğinin İTİBARDAN asla tasarruf etmediği o tartışmalı sürece, vatandaş geçinebilsin diye belediyeler tarafından açılan ucuz tarifeli kent lokantaları da eklendi, ki bu sırada TBMM lokantasında 550 (!) çeşitten oluşan Vekil menüsü işlemeye devam etti ! Darbe girişimi yaşayan bir ülke de olduk, AKP'nin 22 senelik yönetim dilimi içinde, ama o darbeye döşenen yolların siyasi ayağı hiç sorgulanmadı bu ülkede ! NE İSTEDİLER DE VERMEDİK derken aynı AKP, NE VERDİN diye kimse sorgulamadı ! NİYE VERDİN diye yargıya gitmedi ! Bir iki kere bu konuda TBMM yolları aşındırıldı, önergelerle, ama sonra unutuldu gitti ! Bu ülke, tarihinin belki de en yıkıcı deprem felaketini yaşadı ! Enkaz altında kalan on binler, enkazdan çıkabilenler telefonlarına sarılmışken İMDAT demek için, YARDIM EDİN diye de eklemek için, bulamadılar ! İnternete erişimin hiç bir yolunu bulamadılar ! Niye ? Dönemin Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, bu tartışmaların sorusundan kaçamadı belki ama, bir o kadar da kaçamak bir cevap verdi ve, " Depremde interneti kestik, çünkü gerekliydi." deyiverdi ! Anlayacağınız, ilk 3 gün gitmeyen yardımlar için UTANMADAN helallik istenen bir ülke modelinden, depremi yaşayan insanların internetini kesenlere, çooook şey yaşadık ! Yok, bu da çok sorgulanmadı ! Bile isteye insanları çaresiz bırakan bu KESTİK hikayesini kimse sonuna kadar götürmedi, o da rafa kalkan diğer UNUTULANLAR arasına girdi...
Bugün, Bolu / Kartalkaya'da 76 kişiye mezar olan, geceliği 50 bin TL olan lüks bir otelin yangına karşı hazırlıksızlığını bile SORUMLULUK BİZDE DEĞİL diyerek topu taca attığını sanan bir hükümet bakanını izliyoruz ekranlarda, ki bu kişi aynı zamanda turizm alanında yatırımları olan da bir işadamı...
Anlayacağınız,
...bu ülkeyi yönetme şeklinde yaşadığı hiç bir yol kazasında hiç bir zaman SUÇLUYUM demeyen, ÖZÜR dilemeyen bir AKP karşısında BAŞARILI bir muhalefet yaptığını sanan bir ANA (!) muhalefet partimiz var ve onun adına konuşan Ali Mahir Başarır, "hep birlikte direneceğiz" diyor !
Sen ne kadar direndin ki bana BİRLİKTE diyebiliyorsun ?
Ayağına kalktığınız, GEREKİRSE YİNE KALKARIZ dediğinize karşı KAZANAN ceketinizle ortalıklarda dolaşırken, sizin o DİRENİŞ diye pazarladığınıza ben inanırım mı sanıyorsunuz ?
Başlarken de dediğim gibi,
...konu, AKP'nin, yaptığı her şey konusunda ortaya koyduğu o korkutucu cesaret değil, ama CHP'nin ANA (!) muahalefet kimliğiyle ortaya koyduğu KORKAK muhalefet, yapılan hiç bir yanlışın peşinden sonuna kadar gitmeyişi, AKP tarafından bile isteye şişirilen gündem kalabalığını takip etmesi !
Sadece bu da değil...
Bugün eğer ki KAYYUM kültürü belediyeler üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanmaya devam ediyorsa, buna dair günah çıkartan Özgür Özel'in, "Geçmişte kendi belediyelerimiz olmadığı için kayyımlara yeterince tepki veremedik" deyişini de unutmamamız gerekiyor...
Yok, yanlış anlaşılmasın, liderlik tarihinde en fazla seçim kaybetmiş bir isim olan Kemal Kılıçdaroğlu değil mesele, ama DEĞİŞİM rüzgarıyla gelen Özgür Özel'in, bu başarısız karne noktasında bile GELEN GİDENİ ARATTI dedirtmesi !
Düşünün...
Çok düşünün...