Daha mı siyah yoksa daha mı gri bilemedim
Hayat ne sadece siyahtan…
Ne de sadece griden…
Tüm renklerden…
O zaman Şems-i Tebrizi haklı…
Bir şey yap, güzel olsun…
Çok mu zor ?
O vakit güzel bir şey söyle.
Dilin mi dönmüyor ?
Öyleyse güzel bir şey gör
veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin ?
O zaman güzel bir şeye başla…
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü: “Her insan ölecek yaşta”…
Tamam da…
Siyahın grisinde çökmüş bedenlersek eğer, nasıl olacak diğer renkler ? Siyaha karıştırsak değişecek miyiz ? Ya da griye katsak, renk atacak mıyız ? Yoksa bu sadece bir umut mu ? Sahi, zorlasak mı ? Değişmek için ? Bakarsınız sadece siyah, sadece gri değilizdir… Kim bilir ! Değişiriz ! Değişiveririz !
Ama biz iyi yönde bir değişimden bahsediyoruz, farklısı değil…
Hani tam da buna dair demiş ya Şükrü Erbaş…
Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz,
Biçim veremediğimiz şeylerin
Biçimini alıyoruz…
O yüzden halimiz daha mı siyah yoksa daha mı gri, bilemedim…
Ortadoğu’daki son restleşme de bu renk değişimi !
Ve bizlerin bu restleşmedeki rol kesme çabamız !
Katar’ın yalnızlığına çözüm bulma telaşımız !
Sahi şaşırdık mı ?
Ortadoğu’nun tek adam temelli oligarşik iktidarları ve hatta monarjilerinin başka başka ülkelerdeki terör odaklarını destekliyor olmalarından çıkan bu son güç kavgasına şaşırdık mı ? Şaşırmayalım ! Hele ki, Amerikan ve İngiliz silahları ile Yemen’i aylardır bombalayan Suudi Arabistan’a tek ses bile etmemişler olarak, şaşırmayalım ! Bahreyn’deki insan hakları ihlallerinin ayyuka çıktığı dönemleri televizyon izler gibi izleyenler olarak, hiç şaşırmayalım ! Rabia işaretini ulusal bir jargon gibi genç nesle aktarırken yaşanan bu değişime de, alınan biçime de şaşırmış gibi yapmayalım !
Bunalmamız biraz da bundan…
Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini almamızdan…
Ve kendi biçimlerimizi unutmamızdan !
Sahi, petrolün ve gazın zenginliğinde demokrasinin kırıntısına dahi ihtiyaç duymadan yüzyıllarca yaşamış Ortadoğu coğrafyasına sırtını vermeye çalışan bizim gibi ülkelerin bu coğrafyadan alıp alabileceği o gaz ve petrolün ötesinde NE var ?
İnsanlık mı ?
Özgürlük mü ?
Yoksa karanlık mı ?