Bir Vekil konuşmuş Ve Valilik devreye girmiş
Bir yerde okudum geçen…
-
Asıl söylenmesi gereken şeyleri söyleyemiyoruz... Bunun sebebi, cezaya çarptırılma korkusu değil ! Bunun sebebi, asıl söylenmesi gereken şeylerin söylenmesini bekleyen insanların mevcut olmayışı…
-
Korkutucu bir gerçek…
Ama inandığım bir gerçek…
Şimdi bugüne başlayalım, ilk gerçeğimize…
“ABD ve Fransa'daki mozaiklerimiz Hatay'a iade edilsin” diyen ve TBMM’de buna dair konuşan bir Vekilimiz ilk sözü alsın… Aslında, tarih ve kültür başlıklarını Meclis gündemine taşıyan Milletvekillerine çok alışık değiliz, ki o yüzden TEŞEKKÜR ederek devam edelim ve denilene kulak kabartalım…
-
Amerika’daki 29 müze ve enstitüde 160’a yakın Antakya mozaiği sergilenmektedir. Yine Fransa’da, başta Louvre Müzesi olmak üzere, çeşitli müzelerde sergilenen onlarca Antakya mozaiği bulunmaktadır. Bu mozaiklerin, ait olduğu topraklara, Hatay’a getirilmesi için girişimler bir an önce başlatılmalıdır. Çünkü her arkeolojik eser, bütün insanlığın ortak mirası olmakla birlikte, üretildiği topraklarda sergilenmesi asıl kuraldır.
-
Evet…
Güzel tespit, Mehmet Güzelmansur’dan…
Ama…
Yurt dışındakileri sorgulamadan önce, evdekilerin hesabında durmamız gerekmez mi ? Dünyaya açılmadan önce, eldekiler NE HALDE diye sormak ve cevap almak gerekmez mi ?
Daha net bir ifadeyle !!!
Hatay'ın Defne ilçesi Uğur Mumcu Meydanı'nda bir belediye yol çalışması sırasında çıkan onlarca Roma dönemi mozaiğin "gizlilik" içinde depolara kaldırıldığı ve buna dair tek bir açıklamanın dahi yapılmadığı bir şehir adına konuşurken, GERİDEKİLERIN sorgusunda da durmak ve GEREKENİ de zamanında sormak gerekmez mi ?
Bunu da geçelim !!!
Sayın Güzelmansur, yurt dışındakileri Hatay’a davet etmeden önce… Ak Parti Hatay Vekili Hüseyin Yayman’ın, “UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan ve Hatay'ın bir inanç ve hoşgörü merkezi olmasına katkı sağlayan St. Simon Manastırı...” diye ifade ettiği 1500 yıllık emanetin sahipsizliğini de konuşsaymış keşke ve sorsaymış ilgililere, ELDEKİ NİYE BU HALDE diye !
Başta da dedik ya, çok şey söylüyoruz, ama…
Asıl söylenmesi gereken şeyleri söyleyemiyoruz...
Bu da ona dair…
Ve ikinci konumuz…
Bir haber okudum… “Hatay Valiliği himayelerinde, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde, Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğinde, 2019 ve 2020 yılları Hatay ili Gastronomi Etkinlikleri Planlama ve Koordinasyon Toplantısı gerçekleştirildi” diyen bir haber, ki keyiflendim de açıkçası…
Buna ihtiyaç vardı…
Gastronomi denenin uzun süredir Büyükşehir başlığında yaşadığı yalnızlığın böylesi bir güç birliğine ihtiyacı vardı… ki anlaşıldığı kadarıyla… Hatay ilinin yöresel ürünlerinin ön plana çıkartılarak, ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtım ve pazarlamasının gerçekleştirilmesi amacıyla, Ajans’ın 2019 Yılı Çalışma Programı kapsamında, gastronomi turizminin geliştirilmesi amacıyla faaliyetlerin planlanması hususları görüşülmüş…
Dilerim, yerel düşünüp ‘küresel stratejiler geliştirmemiz’ gerektiğinin bir karşılığıdır bu ! Aksi halde, kaldığı yerden (birinin konuştuğu ve diğer tüm kafaların onay için sallandığı) devam edeceksek, hikaye çok da değişmeyecek !
Düşünün, siz de düşünün !
Çünkü henüz yasaklanmadı !