Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 109 defa okundu.

Ankara'nın Türkiye'sinde! Susup Izlediklerimiz...

Kandırıldım...

Aldatıldım...

Bilemedim...

Tahmin bile edemedim...

Böyle olsun istemezdim...

Haklısınız, çooook duyduk bu sözleri ! Ama her birinin maliyetini de bizler sırtladık ! Kimse bunlar için AFFEDİN demedi, ÖZÜR DİLERİZ diye eklemedi ! Dedi ve kenara çekildi ! Mesela bugünlerde, AKP'nin son seçimde sırtladığı HÜDAPAR'ın, Anayasa'nın DEĞİŞTİRİLEMEZ, değiştirilmesi bile TEKLİF edilemez ilk dört maddesinin değiştirilmesi taleplerini okuyoruz, dinliyoruz, duyuyoruz ! Peki, onu TBMM'ye taşıyan ve bu taşıma işlemi olurken sesini dahi çıkartmayan MHP bir şeyler söylüyor mu ? 

Hayır ! 

Susuyor... 

Onlar susarken, masaya koyduğu taleplerle, Cumhuriyet ve rejim karşıtlığını açık açık ortaya koyan HÜDAPAR ile TSK'nın komutanları, aynı kare içinde aile fotoğrafları yayınlıyor ! İnsan merak ediyor, komutanların içine ne kadar siniyor bu durum, diye... Bu fotoğraflar çekilirken, içlerinden nasıl bir ses yükseliyor, diye... İçin için bu duruma isyan ediyorlar mı, diye... 

"İtiraz edersem, başıma neler gelir" diye en çok da !

Askeri okul mezuniyetinde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" şeklinde slogan attıkları için haklarında inceleme başlatılan teğmenlerin ordudan atılmaları gündemdeyken, hele ki !

Hangi ara bu hale geldik, diye sorarken kendi kendime, Amerikalı bir gazeteci arkadaşımın dedikleri geldi aklıma...

"Atatürk Cumhuriyeti'ni ayakta tutan temel değerler tartışma konusu yapılıyor, bunu yapanlara ülke idarecilerince cevap bile verilmiyor, ki tepkisizlik de bir çeşit onaya dönüşüyor ! Belki de 'BİZ DİYEMİYORUZ' ruh halindeler ! Diyemediklerini, başkalarının dile getirmesine o yüzden ses çıkartmıyorlar... HÜDAPAR, kendini asla saklamayan bir parti ! TBMM'ye girmeden önce, Hizbullah için yaptıkları savunma ortada ! Onları, ne Hizbullah'ın kiri, ne de Cumhuriyet'in öncelikleri ilgilendiriyor, ama bir politik netlikleri var kendilerine göre, ama başkaları gibi gizli saklı değil, açık, ortada ! BU BİZİZ diyorlar... Bence onlardan değil, asıl, gizli ajandaları olup da demokrat, solcu, cumhuriyetçi, Atatürkçü gibi görünenlerden korkun..."

Haklı galiba...

Ben de benzer bir eleştiriyi paylaştım geçenlerde ve dedim ki;

"... herkes, HÜDA PAR Genel Başkanı | İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu'na kızıyor, DEĞİŞTİRİLEMEZ ya da bu konuda TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ denilen, Anayasa'nın ilk 4 maddesine KARŞI olduklarını söylediği için... Bence, en azından GİZLİ BİR AJANDALARI yok... Açık açık, 'ben bu CUMHURİYET'in ilkelerine karşıyım' diyor, rejim karşıtlığını saklamıyor... Peki ya SAKLAYANLAR, 'dostlar pazarda görsün' halinde ilerleyenler, SÖZDE solcular, SÖZDE sağcılar, SÖZDE vatansever milliyetçiler, SÖZDE islamcılar, SÖZDE Atatürkçüler... Onlara ne demeli? Aynı halayda göbek atan bu kalabalık daha mı güvenilir, daha mı samimi? Belki de olaya bir de bu açıdan bakıp, konuşmamız, tartışmamız gerek..."

İğne / Çuvaldız hikayesi belki de...

Geçen gün, CHP'nin DEĞİŞİMCİ (!) lideri Özgür Özel'i dinlerken, dediklerinde durdum açıkçası !

"Oy toplarken, 'vatan, millet, ezan' deyip, milli ve dini duyguları sömürenler, şimdi bayrağımıza, İstiklal Marşımıza, Ankara’nın başkent olmasına karşı olan Hüdapar'ın sırtını sıvazlıyor" demiş ya, düşündüm... Tamam da, sen, SOL bir partinin liderisin ! Laik bir devlette, Atatürk'ün mirasını bu bağlamda savunmak, dini de siyaset alanına sokanlarla mücadele etmek zorundasın da... Ne yapıyorsun ? Bununla da kalmayıp, "Gönlü Filistin'le birlikte olan Ege'nin bir küçük köyünün camisinde, Mescid-i Aksa'nın şekil bulacak olması son derece anlamlı... Ümit ediyorum, kış bastırmadan önce bir cuma günü, buranın açılışını yine hep birlikte gerçekleştireceğiz" deyip, Mescid-i Aksa propagandası üzerinden oy devşirmeye çalışıyorsun, siyasetçi eliyle cami açılışı duyurusu yapıyorsun ! Ha bir de, Hüdapar'ın sırtını sıvazlayanları suçlamışsın, ki haklısın sonuna kadar da... "Dönemin en çok eleştirilen isimlerinden, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i niye TBMM'ye taşıdın" diye sormazlar mı ? Sana sağladığı kazanç (!) tamam da, verdiği zararı da hesapladın mı..?

Özetimiz şu galiba...

Ankara;

Ha bire kandırılan, aldatılan, şikayet eden, hep de haklı olanların şehri !

Türkiye ise bu kandırılan, aldatılan, şikayet eden ve hep de haklı olanların günahını sırtlayanların ülkesi !

İçine düştüğümüz filmi izlerken, tam da bu noktada başlayın düşünmeye...

İyi seyirler...