TİTUS YA DA BEŞİKLİ HER NOKTADA AYNIYIZ
Bırakın işimizi yapalım’ diyenler tarafından çokça eleştiriliyoruz, biliyorum, ama konumuz İŞ YAPANLARI rahatsız etmek değil, aksine… İŞ YAPTIĞINI DÜŞÜNENLERİ uyandırmak ki bunca haber tekrarının nedeni de bu, bunca haberin içine dalan onca sorunun nedeni de bu, tek tek sıraladığımız eksikleri herkesle paylaşma nedenimiz de…
2015’ten bu yana aynı konuda yazıyoruz…
Peki o günden bu yana mı ?
Titus ve Beşikli Mağara’ya giden yollara TAŞ döşemeye başladık, hatta iyi de yaptık, EMEĞE SAĞLIK bile dedik, ama…
Evet…
AMA… diye de ekledik…
Yok…
EKLETENLER SAĞ OLSUN’a takılıp BUNA DA ŞÜKÜR demedik…
Yapılan taş yoldan ilerleyip, hatta DAHA BAŞKA ne yapıldı diye merak edip, 2015 haberimizin 2016’ya sarkan kısmı için hafta sonu yine aynı yere gittik, ama gördüklerimizden çok hoşlanmadık !
Önce bir anlaşalım…
Biz mi YANLIŞ biliyoruz, bir tartışalım…
Şikâyet ettiğimiz İSİM tabelalarını değiştirmişiz değiştirmesine de, TİTUS yerine TİTÜS tercihinde ısrar etmişiz, etmekle de kalmayıp, ESKİ olanı yere fırlatıvermişiz, koca demir tabelayı hemen yeni (!) tabelanın dibine bırakıvermişiz, gelen geçene BİZDEN BU KADAR der gibi yapmışız…
Galiba öyle…
Eldekinden, BU KADAR…
Bunu görmek için Beşikli’ye kadar gitmek yetti !
Nasıl mı ?
Beşikli Mağarası’na inen noktadaki ahşap zemindeki kırıkları düzeltmişiz, hatta düzeltmek de yetmemiş YENİLEMİŞİZ, ama… YENİSİNİ eklerken eskisini olduğu yere bırakmışız, söküp çıkardıklarımızı binlerce yıllık emanetin hemen dibine terk etmişiz, ÇÖP DEDİĞİN öyle değil BÖYLE ATILIR’a şapka çıkartmışız…
Sahi, KİM yaptı bunu ?
Tamiratı KİM yaptı ?
Hangi KURUM ?
Merak ettim, yapanı DENETLEYEN yok mu diye, birileri iş yaparken BİR BİLEN başlarında beklemedi diye, hatta YAPTIK-OLDU zannettiklerimizin listesine bir şeyler eklemek bu kadar mı keyif veriyor diye…
Aslında Titus ve Beşikli Mağara’da yaşananlar beni çok da şaşırtmıyor…
Çünkü örneğimiz çok !
Gözümüzün içine soka soka BENZER şeyleri yapan KURUM çok !
Kılavuz çizgilerin üzerine otobüs duraklarını yerleştirip ARDINDAN Dünya Engelliler Günü kahramanlığına soyunanlar mesela… Cumhuriyet Meydanı’nın orta yerinde yükselen aydınlatma direğinin kırık ve bozuk lambalarının yarattığı UTANÇ mesela… Kokan ve çöp içinde bir ASİ için çözüm bulamayanların hali mesela… Antakya’nın isimsiz, SAHİPSİZ ve bakımsız bırakılan tarihi emanetleri mesela… Kaldırım yapmak için malzemeleri yolun içine döküp, ardından bu durumu NORMALMİŞ gibi bizlere yaşatan yerel idareciler mesela… Bir Park’ın içine OKUMA EVİ açıp, sonrasında burayı sessiz-sedasız DEPO haline çevirenler mesela… Dünya’nın en büyük mozaik müzelerinden birine 50 milyon TL’nin üzerinde para harcayıp, finalde de o bina önüne bir DEĞİRMEN ekleyenler mesela…
O yüzden eldekine ŞAŞIRMADIK…
Bizimkisi ŞAŞKINLIK da değil zaten…
YOK’a yakın Var olanı TESPİT çabası…
Titus ve Beşikli’ye tekrar ne zaman giderim bilmiyorum ama, ÇÖPÜ TAM KALDIRACAKTIK SİZ GELDİNİZ modundaki RESMİ kurumların eldekine cevabını açıkça çok merak ediyorum, ama en çok da nasıl olup da bu kadar RAHAT olabildiklerini…