Peki, Yaşadıklarımız !!! İslam, ŞAŞA Dini Mi ?
Konu, sadece, bugün bizleri politize edilmiş bir din anlayışıyla yönetenler değil ! Onların, DİN ve ALLAH adına kullandıkları bu gücün onlara sağladığı İKTİDAR ve MAKAM koltuklarını, lüks içinde bir yaşam için tüketmeleri !
En pahalı çantalar…
En pahalı eşarplar…
En pahalı saatler…
En pahalı evler…
Makam şoförlü araçlar, koruma ordusu, teba / lider ilişkisi, el / etek öptüren güç savaşları, onları ayakta tutan kalabalıklara FAKİRİN CENNETE ZENGİNDEN 500 SENE ÖNCE GİRECEĞİ tavsiyesinde bulunanlar !
Ben, en çok da KABE örtüsündeyim !
658 metrekare büyüklüğündeki Kabe örtüsünün dokunması için yaklaşık 670 kilo saf ipek, 120 kilo gümüş ve altının kullanıldığı günümüzdeyim ! Oysa ki, Hz. Peygamber’in vefatından sonra, Hz. Ebubekir ve özellikle de Hz. Ömer döneminde, Kabe, kabati denilen keten bir kumaşla örtülüyormuş ! Yani ne kumaşın pahalı ya da özel olması ne de üzerindeki işlemelerin benzer şekilde pahalı metallerle işlenmesi gibi bir durum yokmuş !
Sadelik varmış !
Yine de bilmeyenler için söyleyelim…
Kabe'nin ipek bir örtü ile örtülmesi uygulaması, Emevî halifelerinden Yezid döneminden itibaren başlamış ! 776 senesinde ise ilk defa yazı işlemeli bir Kabe örtüsü hazırlatılmış !
Hepsinden öte, garip olan da şu…
Her yıl değiştirilen Kabe örtüsünün eskisi zemzem suyuyla yıkandıktan sonra, müzelerde sergilenmesi için farklı İslâm ülkelerine ve hediye olarak İslâm dünyasındaki çeşitli şahsiyetlere gönderiliyormuş ! Bu durum, Kabe’ye örtülen kumaşa etiketlenen KUTSALLIKLA mı ilgili, merak ediyor insan ! Yine de İslam öncesi putların yer aldığı bir mekanı tek tanrılı bir inanışa indirgeyenlerin, benzer bir kutsallığı farklı farklı eşyalara yükleme geleneğini sürdürdüğünü söylemek sanırım çok da yanlış olmayacak !
Bitmedi !
Bir de anlatılagelen bir hikâyemiz var buna dair…
Der ki orada,
… Hz.Ömer'e sormuşlar;
-Kabe'nin örtüsü eskimiş !
Niçin ipekten bir örtü ile yenilemiyorsun ?
Hz. Ömer cevap vermiş;
-Dünya'da hala AÇ Müslümanlar ve insanlar varken, ipek örtü neye yarar ?
Bitmedi !
Osmanlı zamanından kalma, Kabe’yi koruma amaçlı yapıldığı söylenen Ecyad Kalesi'nin yıkılarak yerine lüks otellerin ve Zem Zem Towers denen yapının yapılmasına ne demeli ? Fransa / İsviçre bağlantılı, çok uluslu bir otel zincirinin de olduğu alanda, zengin Arap Müslümanlar, Kabe manzaralı odalarında kalırken, İslam’ın bu en kutsalına tepeden bakmanın lüksünü de yaşıyor ! İlginç olan da, bu ultra lüks otel, “Eşsiz, kutsal Kabe manzarası sayesinde, Allah’ı kalbinizde çok yakın hisseder ve bu kutlu anın keyfini sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz” sloganıyla dizayn edilmiş !
Kabe’nin kalbinde yaşanan bu ŞAŞA ve GÖRKEM, İslam inancıyla ve kutsal kitabının söyledikleri ile ne kadar uyuşuyor, bir düşünelim ! Hatta bunu düşünürken, bizde de aynı inancı politik bir tavırla kullanan, devleti de buna göre şekillendirenleri unutmayalım ! Cuma namazına onlarca aracın eskortluğunda, bir o kadar koruma ordusuyla gidenleri de ! Camiye aynı korumalar eşliğinde girenleri de !
Bir film izlemiştim, tüm bu anlattıklarımıza dair !
Diyor ki orada,
“Dünyanızda bir tane tanrı yok, iki tane tanrı var ! Birisi, sizin yarattığınız ! Diğeri, bizi yaratan ! Bizi yaratan tanrıyı bilmiyorum, ama sizin yarattığınız tanrıdan çok korkuyorum ! Sizin yarattığınız tanrı, sizin gibi gaddar, küçük, acımasız ve aptal…”
Belki o yüzden ALLAH KORKULARI KALMADI lafı çok yaygın !
Kendi yarattıkları tanrılarına hesap verme gereği duymadıklarından en çok da !