Ne yazsam Belki de yazmasam
Kaç senedir yazıyorum ?
1?
3?
5?
7?
Tam tamına 11 sene !
Çok şey yazmışım bunca zaman içinde, çok şeye dokundurmuşum, çok kişi ya da kurumu rahatsız etmişim, daha iyi bir Türkiye içinmiş kelimelerim, bir araya gelen cümlelerim, bu sayfayı yıllarca dolduran fikirlerim, ki bana ait olanlar, özgür olanlar, kelepçesiz olanlar, hiç kimseye kulluk etmeyenler, tebaa olmayanlar, kimsenin önünde ceket iliklemeyenler, nefesine sahip çıkanlar, kendi gibi etten kemikten olandan korkmayanlar, ama kul hakkını da her şartta omuzlayanlar, o yüzden de tek bir adım geriye düşmeyenler…
Bugün mü ?
Yine çok kelimem var…
Sırasını bekleyen cümlelerim var…
Sayfa sayfa dolmak isteyen fikirlerim var…
Şöyle düşünün…
Bir gün hiçbir sayfada ÖZGÜRCE yazamayan köşe yazarlarının olduğu bir ülkeyi, baskılanan, korkutulan, her kelimesine suç yüklenmeye çalışılan, o yüzden de sindirilen, yazması engellenen gazeteleri, kuştan-kelebekten bahseden ve her şeyin ne kadar mükemmel olduğunu anlatan YANDAŞ yalanları, ötesinde berisinde bir şey bulamadığınız bir medyayı, sonunda da elde kalan tek şeyi…
Korkuyu…
Ne olurdu ?
Ne hissederdiniz ?
Ben mi ?
Ne mi hissederdim ?
Aslında ŞU AN hissettiğim şeyden bahsediyoruz…
Kelimelerini yıllarca omuzlayan ve yorulduğu hiçbir noktada gerisinde tek bir harfini bile kaderine terk etmeyen biri olan ben bile KORKUYORUM desem… Kendimden değil, ülkemde yaşananlardan… Birbirine kara çalma yarışında koşuşturanlardan… Kurunun yanında ÖZENLE yakılmaya çalışılan yaşların çaresiz ama kalabalık hallerinden… Adalete eklenemeyen güvenden… DİN deneni siyasileştirenlerden… Siyaset deneni yolsuzlaştıranlardan… Benden-Senden kısmına göre değişen adaletten… Ellerinden kalemleri alınan biz gazetecileri bekleyen yarınlardan… Dünden bugüne damlayan yaşamlarımızın kimsesizliğinden…
Peki siz ?
Siz ne düşünüyorsunuz ?
Korkuyor musunuz ?
Kendinizden… !
Olacaklardan… !
Yarından… !
Devam eden bugünden… !
Düşünün… Bugünden sonra biraz daha fazla düşünün… Bir gün okuyacak tek bir GERÇEK gazete bulamama ihtimalini düşünün… ‘Ne yazsam’ diye sorarken kendi kendine, ‘Belki de yazmasam…’ sonucuna varanlar haline getirildiğimiz 2016’dan 2017’ye nasıl bir Türkiye damladığını düşünün…
Ama düşünürken de sonuna kadar gidin…
Ve sorup sorulacak her şeyi tek tek sorun…
Aynen, Nikos Kazancakis’in dediği gibi…
“Dünya’yı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin?
Yarım işler,
Yarım konuşmalar,
Yarım günahlar,
Yarım iyilikler…
O yüzden de, sonuna kadar git be insan!”
Haksız mı ?
Bence haklı…
O yüzden, düşünmeye başladığınızda yarım bırakmayın sorgunuzu… Kelimelerini yıllarca omuzlamış ve yorulduğu hiçbir noktada gerisinde tek bir harfini bile kaderine terk etmemiş ben bile KORKARKEN, siz ne hissediyorsunuz, İYİ DÜŞÜNÜN !