Lütfü Savaşa soralım mı GAZETECİLER ADINA
Geçen hafta Cuma, Saadet Partisi (SP) Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman’ı okudum… TBMM’de basın toplantısı düzenlemiş… Bizleri anlatmış Ankara’dakilere… Basın emekçilerinin yaşadığı zorluğu paylaşmış… Yerel basında, 8 bin 683'ü fikir işçisi olmak üzere; dağıtım, baskı ve büro işçileri ile birlikte 15 binden fazla kişinin istihdam edildiğini belirtmiş…
Eklemiş de…
-
İfade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için, darbe dönemlerinden kalan maddelerde düzenlemeler yapılmalıdır. Yazılı basın, radyo ve televizyonlar ile internet mecrasını bir bütün olarak ele alan, düzenleme, denetleme ve destekleme ayaklarını içeren bir sistem kurulmalıdır. Bunun için, vakit geçirilmeden internet yasası çıkarılmalıdır. Basın için de Acil Destek Paketi çıkarılmalıdır. Pakette, doğrudan desteklerin dışında; Hazine, İŞKUR, KOSGEB ve kalkınma ajansları destekleri hazırlanmalıdır. Doğrudan alım, acil alım ve ilandan kaçınmak için işleri birleştirme ya da ayırma gibi yöntemlerden vazgeçilmesi konusunda gerekli tedbirler alınmalıdır. Bir yılı aşkın süredir basın kartları alma hakkına sahip oldukları halde alamayan basın görevlilerinin haklarının iadesi sağlanmalıdır.
-
Düşündüm…
Asgari’nin geçim derdinde duranları…
Kelimeleri gözaltı yaşayanları…
Tutuklu bırakılanları…
Ardından BİZ’e döndüm…
Antakya’ya, Hatay’a…
Ve YEREL’de alınan son karara…
Sorumuz biraz da bu yüzden, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin sorgulanan son kararına imza atan yönetimi için gelsin… Lütfü Savaş için gelsin…
Evet…
Büyükşehir imzalı ve onaylı son gelişmeye göre… Kent içindeki ulaşım, 20.10.2019 tarihinden sonra; Büyükşehir Belediyesi otobüslerinde, özel halk otobüslerinde ve diğer toplu taşıma araçlarında Hatay Kart ile sağlanacak.
Buraya kadar güzel…
Ama konu, biz basın emekçileri için KÖTÜ bir FİNAL hazırlığında… Zira her gazetenin 3 kişilik GAZETECİ kontenjanının, yıllık kart bedeli üzerinden sahip olduğu ‘indirimli kartlar’, bu sistem ile beraber İPTAL ediliyor… Buna ek olarak, Cumhurbaşkanlığı onaylı SARI BASIN KARTI’nı ise şart koşuyor… Bu ise, çok ufak bir bedel karşılığında ulaşım sorununu halleden diğer basın emekçilerini, yeni KART sistemine adeta MAHKUM ediyor, ki bunun anlamı, zaten geçim derdindeki GAZETECİLERİN daha da zorlanması anlamına geliyor…
Bunu yazınca, 3 KURUŞUN DERDİNDELER durumu olmasın !
O yüzden bunu biraz daha açalım…
Bahse konu o 3 KURUŞ’u en çok da…
TÜRK-İŞ araştırmasının Ağustos 2019 ayı sonucuna göre…
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (AÇLIK SINIRI) 2.058,72 TL… Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (YOKSULLUK SINIRI) 6.705,94 TL… Evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 2.540,97 TL olarak hesaplanmış…
Anlayacağınız, GAZETECİLER’in elinden alınan KARTLAR karşılığında tahsil edilecek bedelle belediye bütçesine çok ciddi bir KATKI sağlanmayacak, ama… Yeni sistemle beraber MAHKUMSUNUZ denilerek, her birinin cebinden çok daha fazla para ve KURUŞ çıkacak…
Durumu, AYRICALIK MI İSTİYORSUNUZ şeklinde alanlar da yok değil !
Ama eldeki TABLO’dan bu anlam mı çıkıyor, bir düşünsünler !
En çok da, SOL KİMLİKLİ bir belediyenin BASIN EMEKÇİLERİ hakkında verdiği son kararı düşünsünler, ki belki değişirler, değiştirirler ve o 3 KURUŞ için biraz daha HESAP yaparlar, EMEK derler !
Derler mi ?