Ezan, Ecdad, Millet… Peki Ya Geçim Derdi, Yoksulluk?
Türkiye’deki sağ partilere bakın !
Sloganları hiç değişmez !
Yıllardır da değişmedi !
Ne derler;
Ezanlar susturulamaz…
Başörtümüze dokunulamaz !
Ecdadımıza kimse laf edemez !
Halbuki,
…ne ezanı susturmak isteyen oldu bu ülkede !
…ne kimse bir diğerinin başörtüsünü çekti çıkardı !
…ne de MEHTER marşı ile sloganlaştırılan OSMANLI için bir çift laf etti !
Ama hepsi de AÇ, İŞSİZ, YOKSUL, ÇARESİZ milyonları bir araya getirecek sloganlar için önemli başlıklardı ve bu başlıkların üzerine hiçbir zaman kapı kapatılmadı ! Aksine, özenle her bir kapı açık bırakıldı !
Mesela din, hep ELDEN GİDİYOR oldu ! İç ve dış düşmanlar sürekli dibimizdeydi, o yüzden de demokrasi her daim askıya alınabilirdi, militarist politikalarsa omuzlanmalıydı ! Bir dönem ezanı Türkçe okuma tartışmalarını sıcak tutma alışkanlığı da hiç bitmedi ! Oysa ki Arapça gördüğü her yazıyı ayet sanıp dua eden hallerimizin cehaleti Kur’an’ı anlamamaktan ileri geliyordu, ama bu acıtan gerçek de bir türlü kabul görmedi ! Türkiye Cumhuriyeti’nin görkemli MİLLET ZAFERİ’nin belirlediği sınırlar içinde yaşarken bile AH OSMANLI AH PADİŞAHLIK deme halimizin TEBA-LİDER ilişkisine ise hiçbir zaman NOKTA koyulmadı, ki bugünün PADİŞAHIM ÇOK YAŞA bağrışları da hep bundan kaynaklandı !
Tüm bunlar, hep birilerinin işine geldi !
Onlar, korkuları (!) taze tutup, hep yönetir oldular !
Birileri de o korkular yüzünden hep yönetilen oldular !
Bu gerçeğin yanı başında kelimelerim birikirken, Uğur Akbulak’ı okudum ve dedim ki, “EVET ULAN, BEN DE KARŞIYIM” !
Devamını da getirdim ama…
Nasıl mı ?
Karşıyım ulan !
Ben, ölüme karşıyım…
Ölümü kolay gören dine karşıyım…
Savaşlarla uyanan güne karşıyım…
Katliamlar inkar edilen düne karşıyım…
Zalimin eliyle dökülen kana karşıyım…
Faşistle bir olana karşıyım…
Etnik ayrım yapan dile karşıyım…
Yalnız bahara sevdalı güle karşıyım…
Aykırıyım işte !
İnsanım ulan ben !
İnsana kölelik eden kula karşıyım…
Sizi bilmem ama, ben, en çok da en son satırda durdum ! İnsana kölelik edende durdum ! İnsanı TANRI ilan edende durdum ! Özgürlüğünü, ruhunu, bedenini, fikirlerini, düşüncelerini kayıtsız şartsız teslim edende durdum !
Hatta bunun bir örneği var, trajikomik bir örneği…
AK Partili Hacer Çınar’ın, Uluslararası KADIN Emeği Buluşması toplantısında, 2016 yılında Ankara’da yaptığı konuşma hani ! Demişti ya karşısında oturan AKP lideri / Cumhurbaşkanı Erdoğan için, “Ülkemizin, insanlığın ve İslam aleminin ona ihtiyacı var… Şayet ömrü buna vefa etmeyecekse ve benim ömrüm varsa, Rabbim, lütfen benim ömrümü ONA VER… Ömrüm, size, annemin ak sütü gibi HELAL OLSUN Cumhurbaşkanım…” Bu durumun trajikomik kısmı ise HAK-İŞ'e bağlı Öz-Sağlık İş Sendikası Bolu Şube Başkanlığı görevini de yürüten Hacer Çınar’ın, bu sözlerinin ardından, yıllar sonra, bu defa bir basın açıklaması sırasında, ömrünü HEDİYE ettiği sistemin yarattığı hayat pahalılığına isyan etmesiydi, 'SABRIMIZ BİTTİ, ÖFKEMİZ BÜYÜDÜ' diye de eklemesiydi !
Sanırım,
…o EZAN, ECDAD, MİLLET sloganlarının bir de son kullanım tarihi var, etkilediği insanlar üzerinde ! Onlar da bir yere kadar dayanabiliyor demek ! Yoksulluk, açlık, işsizlik daha ağır basıyor ! Ama bu uyanış da hep çooook gecikmeli oluyor !
Bu olunca da,
…Türkiye sağ siyasetinin EZAN, ECDAD, MİLLET sloganları hiç bitmiyor !
Anlayacağınız, iş, bizde bitiyor !
Onlara bu sermayeyi veren bizlerde !
Düşünün…
Çok düşünün…
