Bu kenti kim koruyacak En çok da bizden
-
Ekmeğini çalıyorlar… Sonra sana ondan bir parça veriyorlar… Sonra da sana cömertliklerinden dolayı teşekkür etmeni emrediyorlar… Ne kadar da küstahlar!
-
Gassan Fayiz Kanafani’nin hikayesinden kendinize düşen bir şey var mı ?
Vardır…
İlla ki vardır…
Yoklayın ekmeğinizi…
Size ne kadar kaldığını yoklayın…
Geride kalanın, sizi ne kadar aç bırakacağını da…
Haklısınız !
Bireysel anlamda ekmeğimizin ne halde olduğu belli !
Bunun sorgusunda değilim zaten !
En azından bugün değilim !
Yine de aynı hikâye üzerinden gidelim, ama Antakya’yı konuşalım… Yakında kapılarını aralayacak olan Hatay Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nü konuşalım… Belediyeler bünyesindeki KUDEB birimlerinden bulamadığımızı, bu başlıkta NASIL buluruz, bunu konuşalım… Antakya’nın doğu yakasının evleri arasında ilerlerken, ‘dikkat, bu yapı tehlike arz etmektedir’ uyarısını içeren tabelaların çokluğunu konuşalım… ‘BENDEN BU KADAR’ diyen eldeki kurumsal zihniyetin başka bir kuruma tesliminde NE değişeceğini açık açık konuşalım…
Zira bir şeyi merak ediyorum !
Hatay Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün faaliyete geçmesi konusunu Meclis’te gündeme taşıyan ve TBMM Başkanlığı’na sunduğu Önergesi içinde, “Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan ve tarih boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapan Hatay, tarih, kültür ve tabiat varlığı açısından oldukça zengin bir şehirdir. Bu varlıkların tescili, korunması, denetlenmesi gibi hususlarda, Hatay’da Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü kurulması önem arz etmektedir” diyen CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, üzerine konuştuğu dar sokakların Antakya’sında en son ne zaman yürümüş ?
Soruyorum…
Çünkü konu, kurumsal bir yapının Hatay’da oluşumundan çok, bir türlü KRAL ÇIPLAK diyemeyişimiz !
İtiraf edelim mi ?
Bu kenti hep beraber yok ediyoruz… Bu öyle bir hale geldi ki, konuşmuyoruz… Ya da konuşamıyoruz… Olana, bitene ise susuyoruz… Ya da susturuluyoruz… Sadece söylenmesi gereken ‘KALIP’ cümleler üzerinden ilerliyor, sorgulanması gerekenlerin yanı başından sessizce ilerliyoruz…
O yüzden…
Sayın Güzelmansur, kentin doğu yakasının giderek kaybolan kimliğini de keşke Meclis’e taşısaymış… Tescilli evleri arasına ASFALT dökülen eski kent sokaklarının acınası fotoğraflarını elden ele dolaştırsaymış, ki tüm bunlar olup biterken, istisnasız herkesin sessizce duruma şahitlik ettiğini de dile getirseymiş… Tarihi alanlara yönelik belediye hizmetlerinde “uygun malzeme tercihinde” durmayan yerel idarecilerin, bu alanı nasıl olup da hoyratça kullandığını da detaylandırsaymış… Onlar bunu yaparken, herkesin nasıl olup da buna seyirci kaldığını unutmasaymış… Ve aslında asıl suçlunun İÇİMİZDE olduğunu HERKES adına itiraf etseymiş !
Aslında Güzelmansur bir noktada haklı !
Bu kentin, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne ihtiyacı var…
Hem de acilen !
Hiç vakit kaybetmeden !
Ama en çok da, bu kentin bizden korunması noktasında !
Haksız mıyım ?
Yoksa eldekiler başka bir şey anlatıyor da, ben mi yanlış okuyorum ?