Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 93 defa okundu.

Birini Dünyaya duyurduk Diğerinde ise sessiz kaldık

Siyasetin yerelinde de çok bir şey değişmiyor aslında ki fırsatını bulduğumuz her an bizler için REKLAM ve PAZARLAMA anı… Tribün şovlarını sevdiğimizdendir belki ya da kalabalığı bulduğumuz her anı birer KÖŞE DÖNME ruh halinde algıladığımızdan…

Aslına bakarsanız, nedeni ne olursa olun, bu bazen bizlerin de işine gelen şeylere neden oluyor…  

İplik Pazarı’nda ortaya çıkarılan mozaiği dünyaya duyurma çabamız gibi mesela…

Ne kadar yeterli bir pazarlama yaptık bilinmez ama; eldeki tabloda mozaiğin sunulma şekline de, şu an ki kazı alanının sahip olduğu görselliğe de istemediğiniz kadar eleştiri yükleyebilirim… Hani madem konumuz REKLAM ve PAZARLAMA, biraz bu durumu kaşıyalım ve finalde de sessizliğe gömdüğümüz bir Roma kalıntısından bahsedelim…

Bahsedelim ve soralım, soralım ve sorgulayalım, sorgulayıp sorumluları cevaba davet edelim…

Peki, gelirler mi ?

Bence gelmezler…

Ama biz yine de umut edelim…

Şimdi öncelikle İplik Pazarı’na doğru ilerleyelim… Ama hikâyemizin kahramanı bir turist olsun ve onun adımlarıyla o ilerleyişin takibini yapalım… Olmaz mı ?

Tamam o zaman…

Ben bir turistim ve methini duyduğum ‘iskelet’ mozaiği için dünyanın bir ucundan kalkıp Antakya’ya geldim... Merakımı gidermek istiyorum... Bahse konu mozaiğin kazı çalışmalarının yapıldığı yeri görüp, çalışma hangi aşamada görmek istiyorum...  Bana anlatılanların görkeminde duran antik Roma kentinin düne dair hikâyeleri arasında gezinmek istiyorum…

O zaman doğru yerde olmalıyım…

Elimde haritam, etrafıma bakınıyorum…

Bahse konu ahşap evler var, ama çökükler…

Hatta o kadar kötüler ki, anlatılandan uzaklar…

Birkaç adım daha ilerliyorum…

Geldim gibi…

Kurtuluş Caddesi’nin Uzun Çarşı girişine karşıdan bakan yoldan yukarıya doğru adımlamaya başladım ve o kısa yolun sonunda istediğim şeye ulaştım, ki bana anlatılan yer buydu, internet üzerinden araştırıp bulduğum adres de… Merakla etrafıma bakıyorum... Dikkatimi çeken bir yer var! Metalik gri demir tentelerle kapatılmış bir alan… İçeriyi görmek için yaklaşıyorum… Bahçe demirinden bozma bir kapının tentelerin buluşma yerindeki kısmından içeriye uzatmaya çalışıyorum kafamı…  Evet, burası olmalı… Ama kimse yok, etrafta her hangi bir yazı da… Uyarı levhası da… Acaba içeriye girmeye çalışsam, yasak mı ? Yasak olsa, YASAK denirdi… Denmez miydi ?

Ama yine de garip bir yer! Birkaç kişiye sordum ama, buradaki çalışmalarla ilgili bir bilen çıkmadı, kazı yapan ekipleri tanıyan da… Tabelanın olmaması gibi… Gizemli mi ? Biraz… Peki, bu gizem ÖZELLİKLE mi yoksa KAZARA mı ? Yine de garip, hatta anlaşılmaz… Dünya’ya BULDUM diye  sahne şovunu yaptığınız bir mozaiğin kazı alanı böyle mi olmalıydı ? Sıradan bir inşaat alanı gibi mi ?

Hayal kırıklığına uğradım desem mi ?

Dedim bile… !

Şimdi gelelim bir başkasına, bir diğer Roma’ya…

Bulduğumuz, ama ‘BULDUK’ demediğimize…

Hatta bulduğumuzu ‘konuşmadığımıza’…

Evet…

Uğur Mumcu Meydanı’na Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaya çalışılan  ‘battı-çıktı’ projesi çalışmaları sırasında iş makineleri bir şeylerin keşfinde durmuş geçtiğimiz haftalar… Taş bir şeyler, hatta eski Roma kokan bir şeyler…  bir Roma Hamamı olabilir mi ? Merak ettim aslında… Bunca masraf yapılıp da hazırlanan bir PROJE, KAZARA bulunan bir Roma kalıntısı yüzünden geciktirilmek istenir mi, hatta bu gecikmeye aylar eklenmesi göze alınabilir mi?

Niye soruyorum, biliyor musunuz ?

Bulunana dair şu ana dek hiçbir RESMİ açıklama yapılmadı, hani işin asıl kurumu MÜZE ya da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, ki konuşan da -GARİPTİR- sadece yerel idare oldu…  Bulunan şey de gizemini korumaya devam etti… Anlayacağınız; detay yok, içerik yok, hatta BULDUK diye ayağa kalkış HİÇ yok… Tamam da, NİYE ? Bu defakine eklediğimiz sessizliğimiz NİYE ?