Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 134 defa okundu.

Anlamıyorlar Mı? Anlatamıyor Muyum?

Geçenlerde konuşmuş, Erdoğan !

ÖTV artışlarını savunmuş !

Harcama çok, demiş !

Eklemiş de…

“ÖTV'nin maktu olmasından dolayı, çok uzun zamandır enflasyon güncellemesi yapılmamıştı… Bu nedenle ÖTV'de böyle bir artışa gidildi... Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun MALİ YÜK, bu anlamda bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk... Tüm bunlara rağmen, akaryakıt fiyatlarında Türkiye, Avrupa'nın EN UCUZ ülkelerinden biri ! Akaryakıtta zaten bir otomatik fiyatlandırma mekanizması var… Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirleniyor... ÖTV artışıyla yapılan da depremin etkileri, depremle mücadele ile alakalı Türkiye'nin ihtiyaçları kapsamında yapılmış bir vergi düzenlemesidir…”

Şu koca paragrafta, EN UCUZ kelimesine takıldım !

Bir de MALİ YÜK deyişine !

Neye göre UCUZ, merak ettim !

Kimler YÜK kısmını da !

Euro ya da Dolar bazında kazanan biri için sanırım o UCUZ kelimesi kullanılabilir, ama… Açlık ve yoksulluk sınırı altında milyonlarca çalışana ve emekliye, hatta işsize sahip bir ülke için geçerli değil, bu kelime ! Porsiyonu zaten YOK denecek kadar az olan sofraların ülkesi için bu ifade BOŞ o yüzden !

Bir de şu YÜK kısmı !

Emekliye vereceği zamdan bile imtina edenlerin Ankara’sı, sahi, Meclis’teki Milletvekillerinin EMEKLİ halleri için sokaktaki vatandaşa verdiği maaş kadar zam yaparken, o YÜK hafifliyor mu ? Yoksa, 650 VEKİLİN YÜKÜ NE Kİ mi diyor ?

Haklısınız…

Böyle diyor !

Yoksa, daha düne kadar iç içe yaşadıklarının içinden çıkıp Ankara’ya taşıdıkları hayatlarını DIŞARIDA OLUP BİTEN GERÇEKTEN bu kadar sıyırma ve o gerçekten bu kadar İZOLE yaşama gereği duymazdı ! Zira YÜK diye gördükleri hayatlar, aslında, asıl o yükü taşımak zorunda kalanlar için YÜK !

Mesela çalışanlar !

Dışarıda yemek yeme maliyetinin yüzde 70’e yakın arttığı bir Türkiye’de, çalışanların, öğle yemekleri için yanlarına evlerinden arttırdıklarını aldıklarını ya da ekmek arası bir şeyler hazırlayıp o anları geçiştirdiklerini, geçiştirmek zorunda kaldıklarını biliyor musunuz ? Basit bir mercimek çorbasının bile 40 TL olabildiği lokantalara doymak için giremeyen koskoca insanların, çocuklar gibi kendilerine beslenme çantaları hazırladığı bir ülkede yaşadığımızı biliyor musunuz ? Dengeli ve sağlıklı beslenmeyi bir kenara bırakın, aç kalmama adına yiyen ve bir sonraki güne de dünden arttırabildiğiyle hazırlananlar, artık sizlerin yarattığı o kader planının birer parçası olmak istemiyor, bunu da biliyor musunuz ?

Peki, ceplerindeki kuruş hesabında kaybolanların açlıkla olan bu savaşı, VEKİL emekli maaşlarına hiç çekinmeden ZAM yapmış sizleri utandırıyor mu, hani madem konunuz MALİ YÜK ?

Biliyorum, UTANDIRMIYOR !

Ne garip, bu kelimeleri sizler için yazan ben utanırken, UTANIN dediklerimin beni ve milyonları DEPREMDEN KAYNAKLI MALİ YÜK olarak gördüğünü okuyorum ! Seçilebilmek için her türlü yolu kullanıp, bendeki o tek oyu alabilmek için 40 takla atanların, benim gerçeğimi bile bile kendine en az benim emekli maaşım kadar zam yapabildiğini okuyorum !

Okudukça da UTANIYORUM…

Utandıkça da,

“Beni yönetenlerin HİÇ tasarruf yapmadığı, aksine İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ diyerek ne havasından ne de görkemli yönetim şeklinden vazgeçmediği Türkiye’de ben miyim MALİ YÜK” diye soruyorum kendi kendime, ki bana hissettirilen de tam olarak bu !

Bana böyle hissettiren bir ülke istemiyorum ben…

Hayatı benim için omuzlayan bir ülke istiyorum…

PEKİ BEN, deyin kendinize !

BEN, NE İSTİYORUM ?

Nasıl bir ülke ?