Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 257 defa okundu.

550 çeşit yemeğin TBMM si Kaynayan tek tencerenin ülkesi

Başkalarının gözleri, bizim zindanlarımız…

Başkalarının düşünceleri, bizim kafeslerimiz…

demiş, Wirginia Woolf…

Haklı…

En çok da son halimizde…

Hani filemizi dolduramadıklarımızda…

Rakamların kalabalığına teslim kalabalığımızda…

Ay sonunun, o kendini hep tekrar eden açığında…

Biriken, biriktikçe de ertelenenlerimizde…

Sizi bilmem ama…

Ankara’nın, iki yakası bir türlü bir araya gelmeyen ülke insanının sofrasına müdahale şeklini izlerken, SAVAŞ kazanmış komutan edasıyla aramızda dolaşmasının anlamını çözmeye çalışıyorum… Domates, biber, patlıcan, salatalık, kabak, soğan ve patateste durup da, bu 7 kalemde her şeyin çözüldüğünü sanmasını en çok da…

Çözdü mü peki ?

Ankara, İzmir, Kütahya, Mersin ve Antalya’dan taşınan onca domates, biber, patlıcan, salatalık, kabak, soğan ve patates sandığı ile ‘iki yakayı’ birleştirebildik mi ? Tüm sorun bu 7 sebze miymiş ? Hikayenin başka başka kahramanı yok muymuş ? Sahi, pazar filesinde olması gerekirken olamayanlarımız neredeymiş ?

Ankara’dakilere seslenelim mi ?

Konu ne sadece DOMATES !

Konu ne sadece BİBER !

Konu ne sadece PATLICAN !

Konu ne sadece SALATALIK !

Konu ne sadece KABAK !

Konu ne sadece SOĞAN !

Konu ne sadece PATATES !

Konu ne mi ?

Sahi, Ankara’dakiler, hiç mi bir süpermarketten içeriye girmiyor ?

Sokaktaki adamın açlığına çözüm için TANZİM SATIŞ noktaları oluşturan bir ülkenin “550 çeşit yemeğe ev sahipliği yapan” TBMM’sinde duran (!) kalabalığına soruyorum bunu ! Ülke insanı, tek çeşit yemeğin etsiz halinde sofradan kalkarken soruyorum ! Pişen 550 çeşit yemeğin menüsünde her gün karınlarını bir güzel doyuranların, ülkedeki yoksulluğu TOK karınlarıyla ne de RAHAT tartışabildiklerini bilirken soruyorum !

Demem o ki…

Bir baksınlar… Bir markete girsinler, raftaki ürünlerin aylar içindeki dönüşümünü izlesinler… İzlemek yetmez, yakından baksınlar… Korkmasınlar, fiyat etiketlerinin dünden bugüne değişimini bizlerle de paylaşsınlar… Bir teneke sıvı yağ KAÇ PARA olmuş, ona bir baksınlar… Bebek bezi KAÇ PARA olmuş, ona da !

Hatta marketten çıkıp, bir de mahalle pazarına dalsınlar !

Karnıbaharı, lahanayı artık sağlam alamayan vatandaşın, ‘YARISINI KES’ derken ki çaresizliğini hissetsinler… 550 çeşit yemeği hiç korkmadan dile getirebilenlerin Ankara’sının, Anadolu sofrasının yavan haline HANGİ ARA bu kadar uzak düştüğünü ise iyi hesaplasınlar…

Bir de anlasınlar…

Konu ne sadece DOMATES !

Konu ne sadece BİBER !

Konu ne sadece PATLICAN !

Konu ne sadece SALATALIK !

Konu ne sadece KABAK !

Konu ne sadece SOĞAN !

Konu ne sadece PATATES !

Konu şu ki, sokaktaki adam, hayatta kalmaya çalışıyor…

Çalışırken de, Anooshirvan Miandji’nin tekrarında duruyor ve diyor ki…

-

Hayatın en büyük direnişindeyim…

İnsan kalma direnişi!

-

550 çeşit yemeğin tokluğunda duranların ülkesinde, vatandaşı “domates, biber, patlıcan, salatalık, kabak, soğan ve patates” için sıraya dizenleri izlerken, ne mi biliyorum ? ALLAH SONUMUZU HAYRETSİN diyen yaşlılar ne kadar haklı, işte bunu !