2018 Yolsuzluk Endeksi Listede nerede miyiz
Takip ettiniz mi bilmiyorum ama…Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 2018 Yolsuzluk Algı Endeksi’ni açıkladı geçenlerde.
Bir hatırlatma yapalım buna dair…
Her ülke için en az 3 uluslararası kurumun yürüttüğü araştırmanın bulgularına dayanarak hazırlanan 2018 Yolsuzluk Algı Endeksi; uzmanların, sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyası temsilcilerinin kamu kesimindeki yolsuzluğa dair algılarını yansıtıyor. Araştırma metodolojisine göre, 0 puan, en yüksek yolsuzluk algısına, 100 puan ise en düşük yolsuzluk algısına işaret ediyor.
Haklısınız, ben de merak ettim…
Türkiye’nin puanını merak ettim…
Evet…
2018 yılı Endeks sonuçlarına göre, Türkiye, 41 puanla 78. sırada yer almış.
Ben de aynı düşünüyorum… Yolsuzluğa dair algı; hukuk devleti ilkeleri, basın özgürlüğü, sivil toplumun gücü, örgütlenme ve ifade özgürlüğü gibi konularla doğrudan ilgili, ki 2018 sonuçları da buna dair... Bu alanlarda yaşanan ihlaller, Türkiye’nin, dünya ortalamasının üzerine çıkmasına engel olmaya devam ediyor... Bitmedi ! Güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve liyakat ilkelerine yönelik ihlaller, Kamu İhale Kanunu’nun lafzına ve ruhuna aykırı uygulamalar, Kamu Özel İşbirliği projelerinde ve özelleştirme süreçlerinde kamu çıkarına aykırı ihale süreçleri ve uygulamalar, öne çıkan diğer sorunlar…
Sonuç olarak… Demokrasinin vazgeçilmez kurumlarının gitgide zayıflaması ile beraber, Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki Türkiye, demokrasi geleneği bulunmayan (Gürcistan, Belarus ve Karadağ gibi) ülkelerle aynı kategoride anılmaya devam ediliyor.
Hangi ara sınıfın haylaz ve tembel çocuğu olduk bilmiyorum (!) ama, ‘evvel zamanlar’ daha mı iyiydi ne ! Sanki her şey daha mı kötüye gidiyor ne ! Şairin dediği gibi… ‘Evveldi… ve güzeldi…’
Haklısınız, o devam etsin ve şu listeden uzaklaşalım beraberce…
-
Yan yanayken saate bakmanın ayıp olduğu zamanlardı…
Evveldi. Güzeldi…
Karşılıklı oturdun mu masaya,
bir gözlere bir de uzaklara bakılırdı, eski yad edilirken…
Evveldi. Güzeldi…
Ellerde telefonlar yoktu…
Çocuktuk…
Büyükler, eski günleri konuşurken uyuyakalmak diye bir şey vardı…
Evveldi. Güzeldi…
Sevmeler sessiz ve sebepsizdi…
Ne gösterişe gelir, ne nedenlere sığardı…
Evveldi. Güzeldi…
Her şeyden önce samimiyet gelirdi…
Sevda sırdı. Söylenmezdi…
Sevilenin adına türküler yakılır,
ama onun ardından kimseye yakınılmazdı…
Evveldi. Güzeldi…
Eşyalar pahası ile değil, hatırası ile kıymetlenirdi…
İnsanlar aldıkları ile değil, verdikleriyle değer ifade ederdi…
Evveldi. Güzeldi…
Sahi utanmak diye bir şey vardı…
Evveldi. Güzeldi…
Yüzsüzlük, profesyonellik adı altında prim yapmıyordu…
Evveldi. Güzeldi…
Dert çekmenin bile bir adabı vardı…
Gönlün yükü, gözlerden anlaşılırdı…
Gönülden geçen ile dilden dökülenin arası böylesine uzak,
böylesine hoyrat değildi…
Evveldi. Güzeldi…
Biz bu içimizdeki uçurumları
ve kalpler arasındaki mesafeleri sonradan icat ettik…
Evveldi. Güzeldi…
Henüz yenilmemiştik kendimize…Mutluluklar fotoğraf karelerinden ibaret değildi…
Evveldi. Güzeldi…
Mutlu edilmek isteği hastalıklı bir hal almamıştı…
Eşyalar değil, insanlar ağırlanırdı evlerde ve kalplerde…
Evveldi. Güzeldi…
Henüz bu kadar yalnız değildik…
Evveldi. Güzeldi…