Hatay’ın ‘özel Afet Bölgesi’ Ilan Edilmesi Için Hangi Koşullar Bekleniyor?
Felaketler, Hatay’ın peşini bırakmıyor. Deprem sonrası yangın ve sellerle boğuşan şehrimiz, son yağışlarda konteynerlerde yaşayanlar perişan oldular ve yetkililere feryat ettiler!
Hatay 6 Şubat depremlerinde yerle bir oldu, taş üstüne taş kalmadı, can kaybı çoktu, yara büyüktü, asrın felaketi en çok da şehrimizi vurmuştu.
Bu süreçte yaraların çabuk iyileşmesi, ilimizin yeniden ayağa kalkması için ‘Özel Afet Bölgesi’ ilan edilmesi gerekiyordu.
Halkın bu talebi, eylemi, söylemi karşılıksız buldu!
6 Şubat’ın üzerinden 15 ay geçmesine rağmen Hatay’da yaralar sarılmadı, acılar ilk günkü gibi taze, sorunlar yine ilk günkü gibi yerinde duruyor.
Üstüne üstlük Hatay’da felaketler bitmiyor, yangınlar, ardı ardına yaşanan sağanak yağışlar, fırtınalar, seller özellikle konteyner kentlerde yaşayan yurttaşlarımızı zor durumda bırakmış ve alınan önlemler yetersiz kalmıştır!
Ayrıca geçen 15 aylık süreye rağmen; eğitime, sağlığa, hukuka, kentimizin yeniden inşasına dair sorunlarımız ilk günkü tazeliğinde...
Ortak yaşam alanlarında su ve elektrik sorunları sık yaşandığından bulaşıcı hastalıklar riski devam etmektedir.
İktisadi yaşam canlanmadı!..
Esnaflara araç gereç desteği ve maddi destek sağlanacağına dair sözler verildi. Buna dair şu ana kadar herhangi adım atılmadı.
Hem verilen sözler yerine gelmiyor, hem de Hatay’ın deprem sonrası yaşadığı sel felaketlerine rağmen “Özel Afet Bölgesi” ilan edilmemesi inadına akıl sır ermiyor.
Ama bakıyoruz; falan bölgede yağış olunca hemen o şehrin ‘Özel Afet Bölgesi’ ilan edilmesi çabası oluşuyor ve ilan da ediliyor!
Hatay’a gelince ise ‘Özel Afet Bölgesi’ donduruluyor!
Oysa bugün Türkiye’de demiyorum; Dünya’da ‘Özel Afet Bölgesi’ neresi ilan edilmeli diye gösterecek olunsa; Hatay gösterilir!..
Artık sesimizi duyun, iktidar özellikle duymalı. İlk günlerde herkes yardım edebilmek için elinden geleni yapıyordu. Ama zaman geçtikçe hem yardımlar hem de ilgi azaldı. Başka yerlerde yaşayanlar zannediyor ki, her türlü önlem alınmış, işler hızla ilerliyor. Yok öyle bir şey! Koca bir tarihi kent yok olmak üzere.
Anlamış değilim ‘Hatay’ın Özel Afet Bölgesi’ ilan edilmesi için daha bu şehrin başına ne gelebilir ki?
Felaketlerin en büyüğü geldi!
Şehir yerle bir oldu, kuvvetli yağışlar, sel fırtına bölgedeki konteynerleri yıktı geçti, sular altında kaldı!
Hatay’ın birçok ilçesinde henüz doğru düzgün elektrik ve su hizmeti verilemiyor.
Binalar perişan, çok az bir yerde yenileme çalışması yapılabiliyor.
Eeeee daha ne olmalı!
Şehirde hiçbir canlı kalmadığı zaman mı “Özel Afet Bölgesi” ilan etmek düşünülüyor!
Ayrıca; her fırsatta yaraların sarıldığı ve sarılmaya devam ettiği söyleniyor!
Hadi canım sizde; 6 Şubat’tan bu yana hangi yaralar sarıldı? Çıkın da söyleyin bakalım!Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu şehrin yaralarını sarmak ancak “Özel Afet Bölgesi” ilan edilip, ekonomik desteklerin sağlanmasıyla olabilir.
Yine soruyorum?
Hatay’ın Özel Afet Bölgesi ilan edilmesi için daha hangi koşullar bekleniyor?
İvedilikle kentimizin Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini ve merkezi bütçeden maddi destek sağlanmasını istiyoruz.
Sorularımız ve sorunlarımız her geçen gün artıyor.
Böyle büyük felaketlerde, devlet yanınızda var ise varsınız, yoksa gelip geçici pansuman yöntemleriyle yaralarınızı sarmaya çalışırsanız yarım kalırsınız!