“Hatay’ın Kültürel Hafızasını Yaşatan Bir İsim: Prof. Dr. Sedat Cereci”
Asrın felaketi olarak anılan 6 Şubat depremi, en büyük yıkımı yaşattığı şehrimizi sadece anılarda bırakırken, geriye dönüp baktığımızda mahallemizden, sokağımızdan, köprü başından, uzun çarşıdan ve şehrin her bir yanından fotoğraflara ve videolara yaşlı gözlerle bakar olduk. Çünkü o karelerde biz vardık. Bir arada yaşama kültürümüz, buram buram tarih kokan sokaklarımız, camilerimiz, kiliselerimiz, sinagoglarımız ve ziyaret yerlerimiz vardı. Gastronomimiz vardı. İşte bu yüzden, her bir saniyesinde kendimizi ve kaybettiğimiz kentimizi görebileceğimiz videolar, bu şehrin en değerli arşivi oldular.
Bu bağlamda, oldukça değerli bir isim olan Prof. Dr. Sedat Cereci’den bahsetmek istiyorum. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Sedat Cereci, sadece öğrencilerine ömrünü adamakla kalmayıp, yaşadığı şehre kalıcı eserler bırakmak adına da büyük çaba sarf etti. Özelde şehrimizde, genelde ise ülkemizde ve yurtdışında birçok yerde izlenen Hatay konulu belgeselleri bugün artık çok daha özel bir anlam taşıyor.
2017 yılında çektiği ve Antakya’nın inanç kültürünü konu edinen “İnsanları İnsanlığa Çağıranlar”, memleketimizin kültürel değerlerinden biri olan “Hatay Hahaları”, en az 10 bin yıllık tarihi kadar derin ve ihtişamlı bir kültüre sahip olan Hatay Mutfağı’nı konu alan “Tennûrdan Diste: Hatay Mutfağı”, Antakya’nın en bilinen yerel ve kutsal yemeği olarak tanınan hirisenin yapımının “bir olma” ve insanın dövülerek olgunlaşması olarak anlatıldığı “Birin Aşı” ve çekimleri esnasında bile bizleri çok geçmiş yıllara götüren “Hatay Çocuk Oyunları” belgeselleri, Hatay’ın geçmişine ışık tutan eşsiz yapıtlar arasında yer alıyor.
Bu belgeseller hâlâ gösterimlere devam ediyor ve yıkık kentin geride kalan bizleri için büyük bir anlam taşıyor. Onları izlediğimizde memleketimizi ve dostlarımızı gördüğümüzde derin bir hüzne kapılıyoruz. Çünkü belgesellerde gördüğümüz birçok şey artık yok. Memleketimiz yok, rol alan birçok dostumuz da artık aramızda değil. Bu yapımlar, artık memleketimiz için paha biçilemez bir arşiv niteliği taşıyor.
Bu anlamda, eğitim öğretim dönemimde de derslerime giren ve üzerimde büyük emeği olan kıymetli Prof. Dr. Sedat Cereci hocama sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Onun sayesinde, Hatay’ın kültürel mirası unutulmaz birer belge olarak kalmaya devam edecek.