Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Mithat KALAYCIOĞLU
Mithat KALAYCIOĞLU
mikamithat58@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 1572 defa okundu.

Göreceksiniz

31 Mart Pazar günü ulus olarak hep birlikte sandığa gideceğiz.

Ve ilimizi 5 yıl yönetecek olan Belediye Başkanlarını seçeceğiz.

Bu seçimler her 5 yılda bir tekrarlanmasına rağmen bu seçimlerde bir ‘Beka’ problemi ortaya çıktı.

“Seçim yorgunu” olmuş ve her yıla neredeyse ortalama bir seçimin düştüğü Türkiye’de 24 Haziran’dan sonra yine bir seçime gidiyoruz, ancak bu sefer şartlar 24 Haziran’dan son derece farklı.

Üzeri hiçbir şekilde örtülemeyen bir kriz yaşıyoruz ve ‘Beka’nın yenilen içilen bir şey olmadığı, karın doyurmadığı, hamaset edebiyatının işsizliğe, enflasyona, hayat pahalılığına çare bulmadığı toplumun geniş kesimlerince görülebiliyor.

Her seçimde ortaya atılan iddialar gibi..

Beka yetmedi.

İktidara muhalif olan partilerin Kandille işbirliği yaptıkları iddia edildi!

Suçlamaların, eleştirilerin dozu iyice kaçtı.

İktidar, muhalefete, muhalefet iktidara yüklendi.

Seçim, seçim olmaktan çıktı, savaşa gider gibi olduk!

Yerel seçim, yerel seçim olmaktan çıktı, genel seçime dönüştü..

Belediye başkan adaylarını seçeceğiz ama sanki Cumhurbaşkanlığı seçimini yapacağız gibi hava estirildi.

Ne için bu kavgalar!

Belediye başkanları seçimi için!

Ya biz hiç doğru düzgün bir seçime gidemeyecek miyiz?

Birbirimize hakaret etmekten başka, suçlamaktan başka bir şeyler yapmayacak mıyız?

Yeri geldiğinde biriz, gücüz, güçlüyüz diyoruz ama bir seçim olduğunda birbirimizi yiyoruz.

Kimsenin vatandaşın durumundan haberi yok!

Herkes koltuk derdine düşmüş!

Ekonomi gün geçmiyor ki daha da kötüye gitsin..

Hayat pahalılığı emekliye, işçiye, asgari ücretliye verilen paraları yuttu.

Koca ülke patlıcan, soğan, patates, salatalık, domates kuyruğunda..

Seçimden sonra Türkiye’nin uzunca bir süre seçime gitmeyeceği, istikrara kavuşacağı, ekonomik krizin atlatılacağı gibi iddiaların hiçbir gerçekliği yoktur, bilakis seçim sonuçlarına bağlı olarak ekonomik ve siyasi krizin çok daha derinleşeceği anlaşılmaktadır.

Siyasetçinin şu anda vatandaşı düşünecek hali yok!

Tek düşüncesi koltuğa oturmak!

Verilen vaatler, sözler hepsi şu an için geçerli.

Halkı kandırabildikleri kadar kandırabiliyorlar..

31 Mart’a kadar atış serbest!

Kazanırsa zaten mazereti hazır; “Enkaz devraldım, dur hele daha koltuğa alışamadım…”

Kaybederse zaten cevabı çoktan hazır; “Kazansaydım dinime senin işin bitmişti, seni mi kırıcıdım. Ama müstehak bu millete..” diyecek ve bir daha da yüzünü görebilene aşk olsun..

Hatay’da siyaset şu anda bilinmeyen denklem gibi!.

Sakın kimse sonuçlar üzerinden bilirkişilik taslamasın..

Kimin kazanacağına ancak sandık karar verecek!

Yapılan anketlerin çoğunluğu aldatmaya yönelik ve tarafgir sonuçlu anketler. Ben anketlerin tahminlerinin yüzde yüz çıktığına bu yaşıma kadar şahit olmadım.

Yerel seçimlere böyle bir işlev yüklenmesini isteyenler yani toplumun bu amaçla motive olmasını bekleyenler bu motivasyondan çıkar sağlama kurnazlığından vazgeçmeli.

İnsanlar, siyasetle, birileri koltuk sahibi olsun diye meşgul olmuyorlar.

Konu bir makam olduğunda herkes kurtarıcı olarak kendini görüyor.

Bu sebeple ortaya çıkan başarısızlık da, ister istemez toplumdaki umuda büyük zarar veriyor.

Siyasi partiler beklentilerinden sonuç almak istiyorsa;

Önce aday belirleme yöntemlerini değiştirecekler!!

Bunu yapmadıkları sürece beklediklerini alamayacaklardır!!.

Yerel seçim sonuçlarından, ülke lehine bir domino etkisi yaratması bekleniyorsa da buna uygun bir politika, yaklaşım ve strateji oluşturulması gerekiyor.

Aksi durumda her seçimden sonra yaşanan hayal kırıklığının bir yenisini daha yaşamaktan kurtulamayız..

Hepimiz millet olarak, devleti yönetenler olarak, siyaset yapanlar olarak dönüp aynaya bakmalı ve ona göre de yeni bir söylem geliştirmeliyiz.

İktidar da, muhalefet de kendini yenilemeli.

Yenilemedikleri sürece Türkiye de bilinçli seçmen sandığa gitmeyecektir.

Ben bu seçimde sandığa gitmeyecek seçmen sayısının azımsanmayacak sayıda olacağını düşünüyorum.

Göreceksiniz!