'10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ' ÜZERİNE
6 Şubat'taki depremde hepimizin canı yandı. Acımızı unutmak öyle kolay da olmayacak..
Asrın felaketinde büyük kayıp verdik, gazeteci arkadaşlarımız hayatlarını kaybetti, yaralanan halen tedavileri süren meslektaşlarımız var.
Depremde en çok yıkımın yaşandığı il Hatay oldu, basın camiasından 10 arkadaşımızı kaybettik, onların acısını halen yüreğimizde yaşıyor ve rahmetle anıyoruz. Yaralı arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyor ve biran önce aramıza dönmelerini bekliyoruz.
"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" bizim için çok önem arz etmiyor, çünkü gazetecilerin hiçbir sosyal güvencesi ve haklarının olmadığı dönemde neyin kutlaması yapılacak!
Hele ki depremde toprağa verdiklerimizin toprağı daha kurumamışken..
Sadece 'gazeteciler günü' değil hiçbir günü kutlamak içimizden gelmiyor!
Aramızdan ayrılan arkadaşlarımız için 'anma' yapılabilir, ya da 'mevlid' okunabilir, mesleki sorunlar, yapılan hatalar konuşulabilir..
Oturulup, kendilerine çeki düzen verilecek çok konuşuculacak şey var!
Son dönemlerde mesleğimizdeki yanlışları görmezden gelmeyin!
Çünkü bilirsiniz ki, 'Basın' yasama, yürütme ve yargı güçlerinden sonra, dördüncü güç olarak tanımlanır..
Basının, dördüncü güç olarak, toplumların oluşup gelişimlerinde,
yönlendirilmelerinde, hatta yasama, yürütme, yargı güçlerinin kullanılma
biçimlerinin şekillendirilmesinde, birinci kuvvet olduğunu söyleyebiliriz..
Tüm bu özellikler, basın işletmelerinin ürettiği şeyin diğerlerinden farklılığını
göstermektedir.
Zaten mesleğinde başarılı olan ve görevini iyi yapan gazeteciler ödülünü önce okurlarından alır.
Ne yazık ki, günümüzde mesleğimizin çok doğru yerde olduğu söylenemez!..
Teknoloji hızla gelişiyor ama gazetecilik mesleği aynı hızla düşüş yaşıyor maalesef..
Üzülerek ifade etmem gerekir ki, kalite ve rekabetin yerini 'kes-kopyala-yapıştır' aldı..
Benim gazeteciliğe başladığım yıllarda ne sosyal medya vardı ne de internet. Mesleğine sadakatlı ve işini düzgün yapan kalemler vardı..
Elleri de temizdi yürekleri de..
Ceket iliklenirdi bu mesleğe..
Gazetecilik tok gözlülüktü eskiden.
Şimdi anasının gözü!
Eskiden yağ kuyrukları vardı, şimdi yağcı kuyrukları var.
Eskiden gazeteciliğin anlamı vardı.
Şimdi ise, ne basın özgürlüğünün, ne gerçek gazeteciliğin anlamı var!
Elbette gazeteciliğin zorluğunu ve tüm olumsuz ekonomik sıkıntılara rağmen ayakta durabilmenin ve hizmet üretebilmenin öyle kolay olmadığını biliyoruz.
Tüm zorluklara rağmen mesleğini gerçek anlamda icra edenleri de kutluyoruz…
Günümüzde mesleğimizi yozlaştıran," dil değiştiren, yol değiştiren" adına gazeteci denilenlere zerre kadar saygım yok!