Yukarısı nasılsa aşağısı da aynıdır
Üzülerek belirtmeliyim ki, Hatay futbolu giderek daha geriye doğru gidiyor. Şu ana kadar yapılan hamlelerin hiçbiri sonuç vermediği gibi gelecek adına da ışık vermiyor.
Bunun başlıca sebebi de;
Hatay futbolunun doğru yönetilmemesi..
Kırıkhanspor örneği ile başlayalım..
Kırıkhanspor grubunda lider Bodrum Belediyespor’un bir puan gerisinde olmasına karşın yönetim tarafından teknik direktör Hakan Çimen ve ekibinin görevine ani bir kararla son veriliyor.
Başarılı teknik heyet bir hırs ve kişisel ihtiras uğruna, takımın başarısı görmezden gelinerek, keyfi bir kararla gönderiliyor..
Yönetim, gönderdiği teknik heyetin savunmasını dahi almıyor..
Bu kararın Kırıkhanspor’un başarısı için alındığını söylemek mümkün mü?
Başarıya giden yolda bu refleks, camiaya fayda mı, zarar mı getirecek, onu hep birlikte ilerleyen günlerde göreceğiz..
Gönderilen teknik heyetin hatasını ya da yanlışını bilmiyorum..
Öyle çok büyük kabahat işlediklerini de sanmıyorum..
Ellerindeki kısıtlı kadroya rağmen takımı zirveye taşıma başarısını gösteren teknik heyetin kötü niyetli olmadığı kesin..
Eğer ortada bir yanlış varsa, bu çözülürdü..
Nasıl mı çözülür?
Erdemli, idare etmesini bilen, başkan ve yöneticilerle her türlü sorunun üstesinden gelinirdi..
Ama bizde böyle başkan ve yöneticiler olmadığı için biz hep çözümsüzlüğü seçmişizdir..
İşte Hatay futbolu da bu yüzden bir yere gelemiyor..
Ortada bir başarı varsa, bu yönetime ait olur, başarısızlık varsa teknik heyet ve oyunculara ait olur..
Oysa durum öyle değil..
Ne ekersen o’nu biçersin..
Anlayacağınız ortada bir başarısızlık varsa bu tepeden başlar..
Kırıkhanspor’da yaşanan, Hatay futbolunun iyi yönetilmediğinin sadece en küçük bir örneği..
İskenderunspor tarihe neden karıştı sanıyorsunuz? Payas ve Erzin de durum farklı mı?
Hepsinin altında yatan gerçek; kulüp olamamak..
Hatayspor bu konuda daha uzman!!! Kimse eline de su dökemez!!!
Yıllardır kötü yönetilmenin bedelini 2. ve 3. Liglerde sürünmeyle ödemeye devam ediyor..
Kulüp borç batağından bir türlü kurtulamıyor..
Kulübün ömrü hacizle uğraşmaktan, borç ödemekten geçiyor..
Kimse de bunun önüne geçemiyor..
Her gelen düzeltmeye geliyor, bir bakıyorsunuz, ‘Gelen, gideni aratıyor..’
Lafa gelince herkes Hatayspor sevdalısı..
Ama bana şu memlekette vefakar taraftarının dışında bir tane sevenini gösteremezsiniz..
Eğer yönetenler bu kulübü sevseydi, bugün Hatayspor’un yeri burası olmazdı..
Kimse kusara bakmasın, üzerine alınan varsa da alınsın..
Hatayspor yarım asırdır ömrünü 2. ve 3. Lig de geçirmişse, kulübü yönetenlerle birlikte bu şehri yönetenlerin vebali vardır..
Demek ki hiçbir şey verememişsiniz bu kulübe..
Hatay futbolunu doğru insanlara teslim etmemişsiniz ki, Hatayspor Süper Lig yüzü görememiş.
Hep konuşmuşsunuz, ama icraatta yoksunuz..
‘Şimdi Bugsaşspor maçını konuşmak varken, bu konu nereden çıktı diyeceksiniz?’
Hemen söyleyeyim;
Pazar günü Bugsaşspor maçının sonlarına doğru tribünlerden ‘Fatih istifa’ sesleri yükselmeye başlayınca gözlerimi hemen teknik direktör Fatih Kavlak’a çevirdim..
Fatih hocanın o yüz ifadesini gördüğümde içim sızladı, çünkü rengi bembeyaz olmuştu..
Kimse o an Fatih hocanın yerinde olmak istemez. Çünkü hiçbir insan başarısız olmak için Hatay’a gelmez..
Hataları yok mu, hem de fazlasıyla var..
Bugüne kadar en çok eleştirdiğim isimlerin başında geliyor, yine de düşüncelerimden vazgeçmiş değilim..
Ama bir tek Fatih Kavlak mı suçlu???
Başkalarının hiç mi suçu yok..
Hatay futboluna yön verenlerin hiç mi kabahati yok..
‘Her şeyi ben bilirim’ diye kulübe siyaseti sokanların hiç mi suçu yok..
Üstelik Hatayspor’da sorun sadece teknik direktör mü?
Diğer taraflar dosdoğru, bir tek suçlu teknik direktör öyle mi?
İşte bu yüzden Hatayspor bir yerlere gelemiyor..
Çünkü Hatay futbolunu dosdoğru kişiler yönetmiyor..
Sözün özü; yukarısı nasılsa, aşağısı da aynıdır..