Trumpın arkasından Bir Şiir ve bir Amerika
Joe Biden ve Kamala Harris’in yemin töreninde “The Hill We Climb” (Tırmandığımız Tepe) adlı bir şiir okuyan 22 yaşındaki Şair Amanda Gorman’ı izlerken, gelecek nesil içinde, demokrasiye ve insan haklarına inanan çok ciddi bir kalabalığın, aynı ideal noktasında bir araya geldiğini gördüm… Küresel TEK ADAM siyasetinin Amerikan versiyonunda Trump’ı geçen Joe Biden’in yarattığı YENİDEN AMERİKA adına söylenen netti… En çok da Trump ve destekçilerinin Kongre baskını adına…
“Ulusumuzu paylaşmak yerine paramparça edecek, demokrasiyi ertelemek anlamına gelse de ülkemizi yok edecek bir güç gördük… Ve bu girişim, neredeyse başarılı oldu… Fakat demokrasi, dönemsel olarak ertelenebilse de, hiçbir zaman kalıcı olarak yenilgiye uğratılamaz... Arkamızda, bize bırakılandan daha iyi bir ülke bırakalım…”
DAHA İYİ adına umudu olanlardan biri de bizleriz…
O yüzden, Amerika’da yankılanan şiirin dizilerinden ilerleyelim bugün…
-
Günü geldiğinde, kendimize soracağız…
Bu sonu gelmez gölgede, ışığı nerde bulabiliriz?
-
Sessizliğin, her zaman barış anlamına gelmediğini öğrendik…
Kuralları ve kavramları adil olanın, her zaman adalet olmadığını…
-
Geleceğimizi ilk sıraya koymak için, önce farklılıklarımızı bir kenara bırakmalıyız... Silahlarımızı bırakıyoruz ki, birbirimizin kollarımıza ulaşabilelim… Kuyumuzu kazmıyoruz, uyumumuzu arıyoruz…
-
Hareketsizliğimiz ve ataletimiz, gelecek neslin mirası olacak…
Hatalarımız, onların yükleri olacak…
Fakat bir şey kesin ki…
Güçle merhameti birleştirirsek ve doğruyla gücü,
İşte o zaman sevgi, mirasımız olur…
-
Öyleyse, ardımızda bir ülke bırakalım…
Bize bırakılandan daha iyi bir ülke bırakalım…
-
Evet…
Trump kaybetti…
Ama Amerika kazandı…
SİYAH ve BEYAZ kazandı…
Müslüman, Yahudi, Hıristiyan kazandı…
Aşağılanan, yasaklanan göçmen kültürü kazandı…
Polis şiddetine karşı duran ülkenin milyonları kazandı…
Martin Luther King’in Amerikan Rüyası kazandı…
Mücadele eden ve vazgeçmeyenler kazandı…
Farklılıkların yarattığı Amerika kazandı…
İspanyol’u, Çinli’si, İtalyan’ı kazandı…
Afrikalısı, Ortadoğulusu kazandı…
King’in rüyası yeniden uyandı…
Onları izlerken, kendimizi unutmasak mı ?
Mesela, biz gazeteciler adına konuşanları…
Gazeteci Mehveş Evin demiş ki…
Hedef gösterilen, saldırıya uğrayan, iş yapamaz hale getirilen, tutuklanan veya türlü yöntemle özgürlüğü kısıtlanan gazeteciler için… “ Suya sabuna dokunmayan bir yayın yaparsanız, SIKINTI YOK ! Herhangi bir şekilde siyasete, hak ihlallerine, doğa, emek ve kadın sömürüsüne dokunmayanlar bin yaşasın ! ”
Haksız mı ?
Geçen gün, Antakya’da, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından adına düzenlenen, almasının üzerinden daha bir sene geçmiş ya da geçmemiş Sarı Basın Kartı’nı paylaşarak, SON YAZIM diyen bir dostuma denk geldim…
“BIRAKIYORUM” demiş…
“Hakkımı helal etmiyorum” da…
“HAKSIZLIĞA UĞRADIM” da
Ve “BURAYA KADAR” diye de eklemiş…
Düşündük mü, NİYE diye !
Kazdık mı, derinde NE var diye !
Düşünün !
Ama sorun da, sorgulayın da…
Nefes alıp vermek olmasın, o koca ömrümüz !