Konuşsam, faydasız Sussam, yüreğim isyanda
-
Susuyorum,
ama sustukça da yüreğim küfleniyor…
Konuşsam, faydası yok...
Sözlerim dağılıp, harfleniyor…
-
Haklısınız,
…diyenin tarifindeyiz bugün, halimizdeyiz !
SUSMAK ve KONUŞMAK arasındaki sıkışıklığımızda!
Tereddütlü çıkışlarımızın parçaladığı o kelimelerde !
Harf harf dökülen öfkelerimizde, korkularımızda !
Yaşadığımız gelgitlerin bizi boğan derinliğinde !
Bir türlü cümle olamayan hayatlarımızda !
Evet…
Bugün yine KENDİMİZdeyiz !
Murathan Mungan ne güzel söylemiş;
-
Kendinden kaçanlara,
saklanacak yer kalmaz dünyada…
Gün gelir, kendileriyle tanışırlar…
Asıl yalnızlık o zaman başlar…
Hayata geç kalmıştır, kendine geç kalan…
Şairin dediği gibi,
bir daha yaşamak zorunda kalır, geçmişi anlamayan…
-
Ama ben en çok da Mehmet Deveci’deyim bugün !
“Daha duvağı açılmamış yenilmelerim var... Daha kendime bile söylenmemiş yarımlıklarım var…”
Hayatı, yarım yamalak yaşadığımızı belgeliyor adeta ! Yaşamadan sayfasını çevirdiğimiz günleri de… Sonuna NOKTA koymaktan korkup kaçtığımız cümlelerin sahipsizliğini de… Giremediğimiz kavgaların olası galibiyetlerini de… İlmek ilmek ördüğümüz, sonuna tam MUTLU SON yazacakken yarım bıraktığımız hayat öykülerimizi de…
-
Bütün kapılarımı çaldım,
açan olmadı…
Evde yoktum, anladım…
Kimselerde de yoktum…
Sağda, solda, parkta, yolda…
Durmadan KENDİMİ aradım…
Yokluğumla, öylece kaldım…
Bulan olmadı !
-
Bir olabilsek,
…hani KENDİMİZ deneni !
Yok,
…sonlanmayacak sorunlar belki ama !
Hep ertelenen o tanışma faslımız bitecek, kendimizle ! Ne istediğimizi bileceğiz ! Bildikçe de, bize dayatılan replikleri fark edeceğiz ! Bize giydirilen kıyafetleri değil, kendi duygularımızı geçireceğiz üzerimize… Ardından da aynanın karşısına geçip, kendine hep yabancı kalan iki kişi gibi, SEN KİMSİN diyeceğiz… Belki o ilk anda sevmeyeceğiz, hatta korkacağız…
Ama öyle bir an gelecek ki,
…harf harf dökülen sözcüklerimiz, cümle olacak !
Konuşmaya başlayacağız !
Çünkü bize giydirilen tüm o yalan gerçeklere rağmen, aynada göz göze geldiğimiz kendimize aitiz ! ‘İSTEMİYORUM’ deseniz de, ait olduğunuz yer orası ! Biliyorum, zor ! Hatta çok zor ! Bazen öylesine inatla tutunduğumuz kimlikler var ki, altta bastırdıklarımızı sıkı sıkıya içeriye kilitleyen, ki sistem de öylesine başarmış ki bizi kendi başımıza GARDİYAN olarak dikmede !
Hatta çoğu zaman KENDİMİZİ yine KENDİMİZE öldürtmede !
Yok,
…yine de patlıyoruz bir yerlerden :)
Geçen gün bir kadın paylaşımını okurken, o patlama anına, hatta bugüne NOKTA koymuş adeta…
-
Anadan doğma entelektüel bile olsa bir kadın, ya da erkek, bir kere terk edilsin yeter ! Bütün o fularlı zihniyet, yabancı edebiyat okuma takıntısı ya da ağız dolusu söylenen aşırı dozda sosyalist söylemlerin yerini, “bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor” alıveriyor…
-
Düşünün ;)