Günü kurtarmak

Lige hızlı bir başlangıç yaparak, 3 maçta 9 puan toplayan Hatayspor, son 3 maçında kazanmayı unutarak, 8 puan kaybetti.

Karşıyaka maçında 90+5’de attığı beraberlik golü ile yenilgiden kurtulan Hatayspor, İnegölspor deplasmanında 90+5’de yediği golle bu kez sahadan yenilgi ile ayrıldı..

Demek ki iyi gitmeyen şeyler var..

Ligde üst üste 3 maçı kazanan aynı takım, son 3 maçta kazanmayı unuttu..

Televizyondan izleme şansı bulduğumuz İnegölspor karşılaşması, bu sezon izlediğim en kötü maçlardan biri..

Aynı şey rakip için de geçerli..

Tamam ilk 45 dakikada İnegölspor daha etkiliydi, ama ikinci yarıda iki takımda ekran başındakileri ve stadyumda izleyenleri uyuttular adeta..

Maçın sonuna doğru İnegölspor tribünlerinde hareketlenmeler oldu..

Bu hareketlenme bile İnegölspor’u hareketlendiremedi..

Yorumcu arkadaşın söylediği gibi sahasında oynayan takım İnegölspor ama geriye oynayan takım yine kendisi..

Hatayspor, böylesi kötü bir rakibe karşı iç sahada yaptığı baskıyı kuramadı..

Uyutulan futbola ayak uydurarak, deplasmanda alacağı ‘1 puana çoktan razı’ görüntüsü verdi..

Teknik direktör Fatih Kavlak, İnegölspor deplasmanında oynattığı oyun sistemi ile bir anlamda takımına güvenmediğini gösterdi..

Bir takım ancak bu kadar ürkek ve korkak oynar!!!

Eğer karşımızda saha avantajını kullanmak isteyen bir başka takım olsaydı, inanın Hatayspor’u sahadan siler farka giderdi..

Hele ki, maçın uzatma dakikalarında gelen gol tam bir komedi..

İnsan ne yapar eder, herkes bir adam alır, o kafayı vurdurmaz ve gol yaptırmaz..

Maç bitmiş, hakemin düdüğü ağzında, sen bedavadan gol yiyorsun!!!

Bu kadar konsantrasyon eksikliği olabilir mi?

Teknik direktör Fatih Kavlak’ın bu kez oyuncu değişiklikleri de yanlıştı..

Hatayspor’un en güçlü yanı ve özelliği orta sahası..

Bütün değişiklik hakkını bu bölgeden kullanarak, rakibe son dakikalarda dahi olsa orta sahada üstünlük sağlamasına ve hatta gole sebebiyet veren serbest atış kararının kazanılmasına da yardımcı oldu diyebilirim..

Son haftaların formsuz ismi Caner Hüseyin Bağ’ı yedek soyundurması  doğru bir karardı, ama aynı formsuzluğu haftalardır yaşayan Taha Balcı’nın da 90 dakika sahada kalması da yanlıştı..

Eğer adalet dağıtacaksak, bunu sadece bir kişiye dağıtmayacağız..

Lig bana göre şimdi başlıyor..

Takımlar lige ısınmaya başladı, hiç ummadığınız takımlar sahasında kaybetti, ya da berabere kaldı..

İlk haftaların kötü sonuç alan takımları şimdi ise ligin tepesinde..

Anlayacağınız seri yapan takım yukarıya, seri kaybeden aşağıya iniyor..

Yalnız; şu gerçeği de kabullenmek lazım!

Hatayspor’un lige iyi başlaması beklentileri yüksek tuttu..

Yoksa 5 maçta 10 puan toplamak kötü bir sonuç değil..

Maç ortalaması 2 puan..

Ama…

Üç’te üç yapması çıtayı yükseltti..

Takımdan kimse beklemiyordu böyle sonuçları..

Kaldı ki; hiçbir yönetici sezon başından bu yana ‘şampiyonluk’ kelimesini ağzına dahi almadı..

Bize söylenen hep şuydu;

“Bu sezon yeniden yapılanmaya gidildi, hedefimiz öncelikle borçları temizlemek, gelecek sezonun kadrosunu kurmak. Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz, hedef gelirse de tabii ki kovalayacağız. Esas hedefimiz bu iskeletin üzerine gelecek sezon güçlü bir kadro kurup şampiyonluğu oynamak..”

Günü kurtarma adına güzel söylenen sözler!!!

Yarın-öbürsü gün ola ki, hedeften uzaklaşıldı..

Bu sözler yöneticileri kurtarır..

‘Biz zaten kimseye şampiyonluk sözü vermemiştik..’ diye..

Ama şuna katılmam mümkün değil..

‘Bu takımın yeniden yapılanmayla hiç ilgisi yok, bu takım gelecek sezonun takımı ise hiç değil..’

Gelecek sezonun takımı genç oyunculardan kurulur..

Hatayspor’un bu sezon mücadele ettiği takımın yaş ortalaması 30’un üzerinde..

Böyle bir yapılanmayla gelecek sezonun takımı olabilir mi?

Eğer hedef gelecek sezonun takımını kurmak ise;

Mevcut kadroda en az 5-6 tane genç oyuncunun forma giymesi gerekmez mi?

O yüzden kimse kimseyi kandırmasın..

Bu takım ‘geleceğin takımı’ değil, ‘günü kurtarmak’ için kurulmuş bir takım..