Gerisi sonraya kalsın
Hatay’da nüfus giderek artıyor, Suriyelilerle birlikte bu rakamın 2 milyona yaklaştığı söyleniyor.
Nüfusun artmasıyla Hatay’da her şey artıyor..
Sadece insan sayısı değil..
Araç sayısı bunların başında geliyor..
Şu anda Hatay’ın cadde ve sokakları araçtan geçilmiyor, öyle ki Antakya’da mahalle ve sokak aralarında dahi aracınıza park yeri bulmakta sorun yaşıyorsunuz..
Trafiğe çıktığınıza çıkacağınıza pişman oluyorsunuz..
Gün içerisinde zaten yoğunluk hep var da;
Ama sabah ve akşam saatlerinin trafiğinin eline kimse su dökemez!!..
Mübaala etmiyorum;
Araç kuyrukları kilometrelerce..
Sinir sistemleriniz bozuluyor. Sabah işinize asabi başlamanıza, akşam da eve dönerken yine sinir sistemleriniz bozulmuş bir şekilde evinize dönmenize neden oluyor..
Tüm gününüz gerginlik ve stres içerisinde geçiyor..
Bunun sonucunda da ne üretken olabiliyor, ne de toplumsal hizmetleri sunacak projeleri geliştirebiliyor, ne de maddi beklentilerinizi karşılayabiliyorsunuz..
Size şaka gibi geliyor belki de, ama inanın ‘trafik’ sorunu işte bu kadar hayatımızı etkileyebiliyor, toplumun ruhsal sorununu bozmasına neden olabiliyor..
Trafik sorunu; bir anlamda psikolojik bir sorun olarak karşımıza çıkabiliyor.
İnsanların ruhunu ve dengesini alt üst etti!!..
Belki de şahit olmuşsunuzdur; trafikte en küçük tartışma bile arbedeye dönüşüyor..
İşte bunun temelinde tahammülsüzlük yatıyor..
Peki nasıl toplum bu hale geldi?
Bu şehri yönetenler sayesinde..
Hiçbir şey üretmeden, proje geliştirmeden, alternatif göstermeden trafik sorununu çözmeye kalkışırsanız, şehrin trafiğini çözümsüz hale getirmiş olursunuz..
Bir şehrin trafiğini çözebilmeniz için o bölgede önce alternatif yollar açmanız gerekiyor. Bu konuda da sıkıntı varsa, kamulaştırma için çalışma başlatılması gerekiyor.
Hem nüfusun arttığı, hem de şehrin büyüdüğü bir kentte yerel yöneticilerinde görev ve sorumluluk alanları da büyüyor..
Hatay şu anda karmakarışık duygular içerisinde..
Kentin en büyük ve bugüne kadar çözülmeyen sorunların başında trafik ve ulaşım sorunu geliyor..
Kaldırımların araçtan geçilmediği, yaya haklarının çiğnendiği kentte, yerel yöneticiler hakkında süslü-püslü sözlerden bahsetmek pek mümkün olmuyor..
Suriye nüfusu kentte artış gösteriyor, artık tüm planlamanızı buna göre yapmanız gerekiyor..
Kimsenin bir yere gideceği falan yok..
Gidici olan bu şehri yönetenler, yani sizlersiniz!!..
Politika yapma yerine “Bu şehri nasıl refaha ulaştırabiliriz” çaba ve gayretini görmek istiyoruz..
Nedenine gelince; seçim biteli 3,5 yıl oldu..
Trafik, yol ve su sorunu halen bu şehirde konuşuluyor..
Ne kadar gündemi değiştirmeye kalkışsanız da, gündemi değiştirmeyi başaramıyorsunuz..
Trafik, yol ve su kanayan yaramız..
Bu da yetmezmiş gibi toplumun psikolojisini bozdunuz, ruhsal sorunlar da baş gösterdi..
Siz halka rutin hizmetleri verin, gerisi sonraya kalsın!!..
Bir şey olmaz, size kimse bir şey demez merak etmeyin!!..