Erdoğan ve İmamoğlu İki isim aynı makam iki mücadele
Ankara’nın tozu dumana katılmış siyaseti, onun yerine KAYYUM atar mı bilinmez ama… Ekrem İmamoğlu’nun son yaşadığı sıkıntılı süreç ve kendini anlatma çabası, eskilere götürdü hepimizi…
Tarih, 21 Nisan 1998…
Devlet Güvenlik Mahkemesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin kararını açıkladı… 1 yıl hapis ve 860 TL para cezası...
Tarih, 24 Eylül 1998…
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, hapis süresini 10 aya indirerek cezayı onadı…
Her şey;
‘Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerimiz’ ile başlamıştı, ki aynı kelimelerin bugün farklı bir özgürlükle yine aynı Erdoğan tarafından, ama bu defa Cumhurbaşkanı kimliğiyle paylaşılması, başka bir Türkiye adına çok farklı bir hikaye yazıyor aslında !
…daha özgür bir hikaye !
Mağdurun kazandığı bir hikaye !
Mağdurun şekillendirdiği bir hikaye !
Başka başka mağdurlara ev sahibi bir hikaye !
Sahi, öyle mi gerçekten !?
…daha mı özgür, o hikaye ?
İçişleri Bakanlığı'nın, terörle bağlantılı olduğu iddia edilen bir kısım İstanbul Büyükşehir Belediye çalışanı ile ilgili başlattığı özel teftişle ilgili olarak, “İçişleri'ne yazı yazarak, bilgi istedik. Dedik ki, 'Kim bu terör iltisaklılar? Bize listeyi gönderin, tespit edelim!' Bakanlık, buna hiçbir cevap vermedi. Uyuyan Bakanlık, dün saat 20:00’de bu uykudan uyanıp, tweet atarak hakkımızda soruşturma başlattığını duyurdu. Ben, devletin Twitter'dan soruşturma başlattığını ilk kez duyuyorum” diyen Ekrem İmamoğlu’nun 27 Aralık 2021 tarihli basın toplantısını izleyenler, bir dönem kendi kelimeleri ve politik duruşu nedeniyle özgürlüğünü kaybeden Erdoğan’ın siyaset mücadelesini getiriyor akla, hatta o mücadelenin savunmasını…
Hatırlayalım mı, Erdoğan ne demişti o gün ?
-
Hakkımda verilen bu haksız karar, demokrasi mücadelemiz için yeni bir milattır… Ülkemizdeki sıkıntıların NEDENi, okunan bir şiir değil, TOTALİTER anlayışlardır ! HERKES İÇİN adalet ve doğruları söyleyebilme özgürlüğü ARIYORUM...
Bu,
yarın,
yargıyı siyasallaştıranlara da
lazım olacak…
-
Bir gazeteci arkadaşımdayım şimdi, en çok da bu son kısım için !
“…ve onun dünkü koltuğunda oturan Ekrem İmamoğlu, halkın önüne çıkıp, adalet ve doğruyu söyleyebilme özgürlüğümü talep ediyor ! Yargıyı siyasallaştıranlara da, ‘Yok ettiğininiz yargı, yarın size de lazım olur’ mesajı veriyor…”
1998 Türkiye’si gibi, 2022 Türkiye’si de en çok da bu noktada duruyor galiba !
Adalette…
Yargıda…
Hukukta…
Özgürlükte…
Ama herkes için aynı melodiyle çalınanda !
Kişiye göre notalarında değişiklik yapılmayanda !
Hep bir ağızdan söylenende !
Detone olmayanda !