Bizim tökezleme taşlarımız Tarih tarih insan insan
Yahudiliğin en önemli yazılı eserlerinden biri olan Talmud’da, “Bir insan, ancak ismi unutulduğunda unutulmuştur” deniyor… Alman Sanatçı Gunter Demnig’in mücadelesi de buna dair… Unutulmaması gereken isimleri hatırlatmaya dair… Kalplere kazınan acıları, bugünden yarına taşımaya dair…
Almanya’da, nasyonal sosyalizmin zulmüne uğrayanları hatırlatan TÖKEZLEME TAŞLARI, onun eseri…
Bir Gazeteci dostum devam etsin, ardından biz ekleyelim bir şeyler, bize dair…
-
Geçen hafta, Almanya, soykırımı andı… 27 Ocak 1945 günü, yaklaşık 2,5 milyon Yahudi‘nin katledildiği Auschwitz toplama kampı, Sovyet askerlerince ele geçirilmiş, ölümü bekleyen binlerce Yahudi, serbest bırakılmıştı. O yüzden, her 27 Ocak’ta, Nazilerce sistematik şekilde katledilen edilen 6 milyon insan, kitlesel olarak anılıyor... Meclis’te anma töreni yapılıyor, savaşan ülkelerin gençleri gelip, ırkçılıkla mücadeleye dair konuşuyor… Belgeseller yayınlanıyor, okullarda konferanslar düzenleniyor, MAZİNİN DEHŞETİ hatırlatılıyor…
Ama en önemlisi, “Tökezleme Taşları…”
10 santime 10 santimlik bu metal yol taşları, Almanya’nın kaldırımlarında yürürken aniden takılıveriyor ayağınıza… Her taşın üzerinde, BİR İSİM ve TARİH var.
Her taş, bir insan…
Bir Yahudi,
bir engelli,
bir Roman,
bir partizan,
bir eşcinsel,
bir komünist…
Her taş, o tarihte, o taşın olduğu yerden alınıp götürülen bir insanı anlatıyor... Her taş, tarihsel bir faciayı, kamusal hafızaya sabitliyor...
Sadece Berlin’de, 7 BİN TAŞ var… Size, yürüdüğünüz kaldırımda GÖMÜLÜ TARİHİ düşündürüyor… 27 Ocak geldiğinde, Almanlar, çoluk çocuk yollara dökülüp bu taşları temizliyor, üzerine küçük mumlar dikiyor, çiçek bırakıyor...
Neden, acılı bir geçmişi ısrarla hatırlatmaya dönük bu kampanya ?
Hatırlansın diye, ibret alınsın diye, tekrar yaşanmasın diye…
-
Sahi…
Biz kaç kez TÖKEZLEDİK ?
Saydık mı, TÖKEZLEDİKLERİMİZİ ?
Sıraladık mı, bizleri TÖKEZLETENLERİ ?
Adımlarımızın TÖKEZLEYEN hallerinde durduk mu ?
Bizim kaç TÖKEZLEME TAŞIMIZ olur peki ?
6-7 Eylül’ün 1955 anı mesela…
Konuşmak istemediğimiz 1915 de ama…
Sivas Katliamı için ne düşünürsünüz ?
12 Eylül’ün acıları da unutulmamalı tabi…
Bahriye Uçok’tan Hrant Dink’e, karanlığımız da…
Kelimelerinin gözaltısında tutulanlar da…
Kaleminin özgürlüğünde tutuklu olanlar da…
Siz de ekleyin bir TÖKEZLEME TAŞI…
Hatta ben ekleyeyim bir tane…
12 sayfalık emeğimize PAÇAVRA diyen hakim siyaset algısı olsun, o TAŞ…
Tökezletsin beni, seni, onu, herkesi…
Düşündürsün !