bir köşe yazısı Sansürlü-Yayın Yasaklı
22 Yaşında bir Polis…
Sıkılan kurşunlar…
Ve bir ölüm…
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey G. Karlov’u öldüren silahın tetiğine basanın bir POLİS olmasına ne ANLAM yükleriz gelecek günlerde bilmiyorum ama, konu oldukça DERİN gibi, hatta Ankara’nın son dönemine damga vuran Cemaat savaşlarına adresli gibi…
Ölüm anını hepimiz izledik…
O yüzden sorularımız var…
Eldeki güvenliğin açmazına…
Mesela mı ?
.
..
…
….
…..
……
…….
……..
………
……..
……
…..
…
..
.
Sorular BUNLAR !!!
SORGULARIMIZ bunlar !!!
Ama yine de akla başka şeyler de gelmiyor değil, hele ki, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Rus Konsolosluğu’nun önünde slogan atanların RAHATLIĞINA şahit olan bizler adına… O protestoya ekli olanlar adına…
NE miydi onlar ?
Arapça yazılı YEŞİL bayraklar…
Arapça yazılı YEŞİL pankartlar…
Tekbir getirenler, atılan sloganlar…
3 Yıldızlı Suriye (!) Bayrakları…
Aslına bakarsanız…
İki kişi yürüdüğü için TOMA’larla müdahale edecek kadar ileriye giden bir ülkenin güvenlik (!) algısından bahsediyorum… Yaşanan bir protesto gösterisinde elde taşınan YEŞİL bayraklardan bahsediyorum… O yeşil bayrakların giderek artan sayısında gizli (!) hikâyeden bahsediyorum…
Bence durum ne, biliyor musunuz ?
Özellikle de Ankara’daki suikastın ardından… !!!
Gencecik bir Polis’in yarattığı kaosun ardından… !!!
Dış politikada saplandığımız çamurun ardından… !!!
Bence…
………….
………………
…………………..
………………………….
……………………………..
Korkutucu, değil mi ?
Sorduklarımız, soramadıklarımız…
Soramayıp, yazamadıklarımız…
Alt yazı ile geçirdiklerimiz…
Fısıldadıklarımız…
Gerçeğimiz…
Ama en çok da GERÇEK gibi görünen yalanlarımız…
Sansürümüz… Yayın yasağımız… Giderek artan YEŞİL bayraklarımız… Cihadın (!) coğrafyasına uzaktan bakanlar olarak, tepe taklak o cihadın orta yerine düşüşümüz…
Ama en çok da…
…
….
…..
……
………
O yüzden, EVET…
Kocaman bir EVET… !
SUÇLUYORUM, bizlere bunları yaşatanlara…
İnsan kimliğimize ekledikleri dinsel öfkelere…
Bu öfkelere verdikleri resmi özgürlüklere…
O yüzden YAZDIM (!)… Aslında, YAZAMADIM… Kim bilir, belki bir gün o araları doldurur, sorgularız… Hayatlarımızı yangın yerine çevirenleri… Cemaatlere Türkiye’yi teslim edenleri… Askeri, Polisi bu ruh haline taşıyan ‘cihat’ algılarımızı… Ve karşı çıkarız, o teslimiyete, teslim edenlere, NE İSTEDİLERSE VERENLERE…
Kim bilir… !