Antalyanın FARKI ne
28 Aralık’ta, koronavirüs tedavisi sonrası 108 günün sonunda taburcu olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i makamında ziyaret ederken MASKELİ gördüğümüz Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir radyo programında, “Hatay’da, sadece Aralık ayında, 1263 kişi koronavirüsten dolayı vefat etti” ifadelerini kullanmış…
Haklı…
MASKELİ olma konusunda…
Yaşanan KAYIPLAR noktasında…
Ama…
Merak ettim…
Hatay’da, belediye meclis toplantılarından tutun da, makamındaki ziyaretçi ağırlamalarında dahi MASKE takmayan Savaş, Antalya’da NEDEN maske takma gereği duymuş ? Aynı cesareti (!) orada NİYE gösterememiş ? Eleştirilerden de çekinmiş ? Olası tepkilerden de kaçınmış ?
Cevap NE bilmiyorum ama…
Hatay ve Antalya arasındaki o MASKELİ*MASKESİZ hallerin açıklaması belki kendisinden gelir… Hazır, “Sadece Aralık ayında, bin 263 kişi koronavirüsten dolayı vefat etti” demişken ve hemen her gün, sağlık çalışanlarından MASKE TAKIN uyarıları çığlık çığlığa yükselirken !
-
DÜN’ün sayfası kapanmış !
AKP’den DEVA’ya, değişim…
Ak Parti’de il başkanlıkları yapan, 2002 seçimlerinde Ak Parti Hatay Milletvekili olarak Parlamentoya giren, 6 yıl Grup Başkan Vekilliği ve 4 yılı aşkın bir süre Adalet Bakanlığı görevlerini üstlenen, 2015 Haziran’ında üç dönem Milletvekilliğini tamamlayan ve sonrasında yapılan hiçbir seçimde aday olmayan Sadullah Ergin’in DEVA Partisi ile başlayan YENİ siyasi hayatında, anlaşılan geride kalan arkadaşlarının hiç inandırıcılığı kalmamış !
Cumhurbaşkanı, aynı zamanda AKP Genel Başkanı da olan Erdoğan’ın gündeme taşıdığı “demokrasi reformu” söylemine kendi değerlendirmesini ekleyen Ergin’i, biraz bu noktadan dinledim…
Söyledikleri mi ?
-
Hiçbir şekilde, bir kıymeti harbiyesi yok sözlerin… Çünkü icraata, işleyişe bakmak gerekiyor. Şu anda bir yandan bu reformist söylemleri gündeme geliyor, ama diğer yandan da, yargıyı etki altına alacak her türlü söylem/eylem yapılıyor… Sonuç itibariyle eleştirebilirsiniz, lehinde ve aleyhinde yorumlar yapabilirsiniz ama… Yargılama sürecinde ve yargılama mercilerine etki altına alacak girişimler, hem kuvvetler ayrılığına hem de yargı bağımsızlığına aykırı ve mahkemelere talimat anlamına gelen sözler de söylüyoruz… Bunlar, doğru şeyler değil… Ve bu ülkede, en çok yıpratan kavramlardan bir tanesi de reform kavramıdır… Akşam reform, sabah reform, öğlen reform ! Baktığınız zaman, her gün reform yapılıyor, ama ortaya hiçbir şey yok ! Oysaki hak ihlalleri almış başını gidiyor... Mağduriyetten feryat edenlerin sesi, arşı alayı alıyor... Kesinleşmiş mahkeme kararları icra edilmiyor… Şimdi, böyle bir zeminde hangi reformdan bahsediliyor ?
-
Söylediği bir çok konuda HAKLI !
Yapılan, bana da inandırıcı gelmiyor !
Gerçek denen, sloganın ötesine geçmiyor !
Ama…
DEVA ile başlanan şey, içinden çıkılan AKP’den ve üzerinde yükseldiği değerlerinden NE kadar farklı sahi ?
Farklı mı ?
2021’in son haftasında gerçekleşen Deva Partisi 1. Olağan Kongresi’nde, Parti’nin Genel Başkanı Ali Babacan’ın, 28 Şubat günlerini ve özellikle kardeşinin BAŞÖRTÜSÜ nedeniyle ceza alıp üniversiteden uzaklaştırılmasını anlattığı kısmı izlerken, o gayet DUYGUSAL anları ve POTANSİYEL seçmene verilmek istenen GÖRSELİ düşündüm…
Yol haritasının AYNILIĞINI en çok da…