Aday adayları
Bugüne kadar yazmış olduğum siyasi yazılar bir elin parmak sayısı kadardır. Siyaseti hiç sevmedim, bazen eleştirdiğimiz kişilere ‘siyaset yapma’ diyerek zaten siyaseti tarif etmiş oluyoruz…
Yaşadıklarınız, tanık olduklarınız, bazen sizi böyle bir yazı yazmaya zorluyor..
Mart 2019’da yerel seçimler var…
Aday adayları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı…
Aralarında hiç ummadığım sürpriz isimler de var…
Bu işi yapabilir mi? Bilgi ve birikime sahip mi?
Vizyonu var mı, kariyer sahibi mi?
Çevresi var mı?
Belediyecilik hizmetlerine vâkıf mı?
Dahası hayatında bir işletmeyi yönetmiş mi?
Hepsinden önemlisi Hatay’ın, Antakya’nın ve diğer ilçelerin sorunlarını biliyor mu?
Yoksa sadece yüzeysel bilgilerle mi aday adayı oluyor!!...
Geçmişte çok karşılaştık; bazı aday adayları yaşadığı kentin sorunlarından çok uzak bir görüntü çizdi.
Çıkış noktaları hep görevdeki başkanları eleştirmek oldu…
Bu yaşıma kadar hiçbir aday adayının kendine has özel projeyle adaylığını açıkladığını görmedim.
Ya merkezi hükümetin projelerinden bahsetmiş, ya da günümüzde çok konuşulan projeleri hayata geçireceğinin sözünü vermiş…
Birilerini karalayarak, bir yere gelmek isteyenlerin yarış içerisinde olduklarını gördük.
Bu kısır çekişmeler sonucunda Hatay gelişmedi ve hizmet fakiri oldu.
Yenilikçi, ufku açık, siyasi yelpazeye bağımlı olmayan, halkın çıkarını düşünen adayları ne yazık ki bugüne kadar göremedik…
Çünkü!!!
Halkın önüne dayatılan adaylar, halkın gönlündeki adaylar değil…
Özellikle Hatay’da siyaset mefta olmuş durumda…
Gerek iktidar, gerekse ana muhalefette yapılan İl Örgütü değişiklikleri halkın beklentilerine karşılık verememiştir, aradığı ve görmek istediği isimler olmamıştır.
Yukarıdan atamayla yapılan değişiklikler, daha sonra dayatmaya dönüşüyor.
Adına da ‘demokratik seçim’ deniliyor!..
Demokrasi kavramını iyice öğrenmemiz gerekiyor…
Aday adaylarının sahada bolca gezdiği dönemdeyiz…
Maşallah hepsi ‘Hataysever’ olmuş!!!
Aday adaylarına tavsiyem:
Vatan, millet, hizmet gibi hamasi kavramlara hiç başvurmayın..
“Ben aslında siyasete girmeyecektim ama, halk istedi diye aday oldum” diye bu milleti de artık aptal yerine koymaktan vazgeçin…
Hangi partiden, kim olursa olsun…
Kısacası yine bir seçim dönemi geliyor…
Geçmiş dönemlerde yaşadığımız pişmanlıkları yaşamamak için vicdanımızın sesiyle hareket etmemiz gerekiyor.
O ya da bu belediye başarısız ya da beceriksiz demeyeceğim…
Her şey ortada ama maalesef bizler vicdanımızın sesiyle hareket edemiyoruz. Yöneticilerin yüzüne karşı “hizmetlerinizi beğenerek takip ediyoruz” diyor, arkasından ise “az kaldı, senden de kurtulacağımız günler yakındır” diyoruz..
Bizlerin bu ikiyüzlü yaklaşımdan kurtulmamız gerekiyor, şehrin geleceği için bir dik duruş sergilememiz gerekiyor, yoksa düze çıkmamız zor görünüyor…