CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen Dikmece’de tarım arazileri üzerinde devam eden inşaat çalışmalarına dair yazılı bir basın açıklaması yaptı.
AKP iktidarının sağlıklı kentler inşa etme niyeti taşımadığını belirten Nermin Yıldırım Kara, “Bildiğiniz üzere iktidar deprem konutlarını ileri sürerek Hatay Dikmece’de ilk başta 1415 adet konut yapımı için 27 Nisan 2023’te TOKİ aracılığıyla ihale yapmıştı. O dönem yurttaşlarımız e-devlet sorgulamalarında ya da muhtardan aldığı haberlerle taşınmazlarıyla ilgili kamulaştırma kararının olduğunu fark etmiş ve deprem sonrası yeni bir felaketle yüzleşmişti. 14 Temmuz 2023 tarihinde iktidar hem yaptığı kamulaştırmaları temize çekmek hem de yeni kamulaştırmalar için zemin hazırlamak adına bir torba yasa getirdi. Torba yasa ile gelen 7542 sayılı yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesini düzenleyen 25. Madde, orman vasıflı alanlar ile zeytinlik alanları imara açmayı öngörüyordu. O gün kürsüden ‘bunu yapmayın, halihazırda depremzede olan yurttaşlarımızın elinden tarım arazilerini ve zeytinliklerini de almayın’ demiştik. Maalesef ki ne bizim söylediklerimize kulak astılar ne de Dikmecelilerin söylediklerine. Ancak Dikmece halkı tüm birlikteliğiyle direnmeye devam etti. Gönüllü avukatlarımızın da destekleriyle Cumhurbaşkanlığı’na, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ve TOKİ’ye karşı davalar açıldı. Bu davalar sonucu iki kez yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasına hükmedildi. Ancak bugün Dikmece halkının da bize bildirdiği üzere; davacı olan yurttaşlarımızın parsellerinde işlemler durmuşken diğer parsellerde temel atmalar, hafriyat çalışmaları devam ediyor. Görülüyor ki iktidar bu zulmü devam ettirmek istiyor.” dedi.
SAĞLIKLI KENTLER DEPREMZEDELERİN DE HAKKI
Konut ihtiyacının ivedi olduğunu ancak aynı zamanda sağlıklı kentler inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Hatay Milletvekili, “Açılmış dava ve yürütmeyi durdurma kararları mevcut. Şu anda zeytinliklere müdahale edilmiyor ama tarım alanlarında inşaat faaliyetleri devam ediyor. Bu kararların çıkması diğer parsellere karşı işlemi hızlandırmış durumda. Daha önce de Dikmece’de kamulaştırılma yapılmak istenen alanlarda yurttaşlarla herhangi bir irtibat kurulmadı. Sivil toplum örgütleri, meslek odaları veya muhtarlıklarla ilgililerle müzakere edilmedi, tüm süreç bir oldu bittiye getirildi. Şimdi davalara rağmen aynı şekilde bir oldu bitti yaşatmaya çalışıyorlar. Son 21 yılda bizi alıştırmaya çalıştıkları bir kent anlayışı mevcut. Kentleri yurttaşların yaşam alanı görmek yerine, alınıp satılabilen bir meta olarak görüyorlar. Bu yüzden; iktidarın bu önceliklerini de bildiğimiz için, deprem bölgesinin de aynı anlayış uğruna kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Hızlı bir şekilde konutlar yükselmelidir, buna kimsenin itirazı olamaz. Ancak bu ezbere tutumu değiştirmek zorundalar. Bir yerden bir kenti inşa ederken diğer yerden yitirmemize sebep oluyorsunuz. Tüm yaz deprem bölgesi iklim krizinin etkilerini derinlemesine yaşadı. Bu zeytinliklerimizi, tarım arazilerimizi ve ormanlık alanlarımızı yitirdiğimizde başka bir felaketin önünü açacaksınız. Sadece açılan davanın sonuçlarını değil, torba yasa ile birçok kanunu ihlal etme niyetinde olduklarını gördük. Başta Anayasanın 56. Maddesi olan ““Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ilkesi çiğneniyor. Yine 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunu’nun 20. Maddesinin hükümlerinin uygulanmayacağı da öngörülüyor. Hukuki kararlar, mevzuatlar, normlar hiyerarşisi ve anayasa umurlarında değil. Biz bu zulmü kabul etmeyiz. Daha önce deneyimlediklerimizi tekrar yaşamak istemiyoruz. Tarım alanına, zeytinliğine, yeşil alanına sahip çıkan Dikmece halkı ile birlikte olmaya devam edeceğiz. Tüm sürecin takipçisiyiz ve konuyu hem mecliste hem kamuoyunda gündem yapmak için elimizden geleni yapacağız.” dedi.