CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur “Suriyelilere harcanan 100 milyar doları aşkın parayla depremin 103 milyar dolarlık maliyeti rahatlıkla karşılanırdı, vatandaştan ek vergiler alınmazdı” dedi.
TBMM’de Orta Afrika Cumhuriyeti’nde bulunan TSK’nın görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerinde konuşan CHP’li Güzelmansur şunları söyledi:
"Mart 2011'de Suriye'de bir iç savaş baş gösterdi, bir ateş alevlenmeye başladı. İktidar 911 kilometrelik sınırımızın bulunduğu, 2 ülke vatandaşları arasında akrabalık bağının olduğu, komşumuz Suriye'de çıkan yangını söndürmek yerine alevlendirmeyi seçti. Bu alevin bize sıçrayacağı hesap edilmedi. Suriye iç savaşının birkaç ayda biteceğini öngördünüz, bugün Suriye'de iç savaş on iki yılı aşmış durumda. Ülkemize 100 bin Suriyelinin geleceğini söylüyordunuz, bugün bunun 35 katı yani 3,5 milyon Suriyeliye on iki yıldır ev sahipliği yapıyoruz. Ki bu sayı da resmî rakamdır, kayıtsızlar buna dâhil değildir. Yanlış Suriye politikasının sadece Suriyeli göçmen ayağında 100 milyar dolardan fazla bir millî servet harcadık. Bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım, yıkıcı şubat depremlerinin ülkemizde maliyeti yaklaşık 103 milyar dolar! Yani Suriye politikası doğru ve ayağı yere basan bir politika olsaydı, milyonlarca Suriyeli ülkeyi alınmasaydı bunlara harcanan 100 milyar doları aşkın o millî servetle bugün o deprem yaralarını sarıyor olacaktık. Bunu yapmadığımız için vergi artışlarıyla, 2'nci motorlu taşıtlar vergisi gibi ek vergilerle vatandaşı perişan ediyorsunuz."
VİZE RED NEDENİ VATANDAŞLIK VERİLEN YABANCILAR
İktidarın vatandaşlık verdiği Suriyeli, Afgan ve diğer yabancılar nedeniyle Türk vatandaşlarının vize taleplerinin reddedildiğini belirten Güzelmansur şöyle konuştu:
“İhracatçılarımız var; yurt dışında fuara katılacak, iş bağlayacak. Vizeye müracaat ediliyor, vizesi reddediliyor. Bilim insanlarımız var; uluslararası bir kongrede konuşma yapacak, vizesi reddediliyor. Sanatçılarımız var; yurt dışında Türkiye'yi tanıtacaklar ama o ülke yine vize vermiyor. Öğrencilerimiz var; yurt dışında eğitim görecekler, okuldan kabulünü almış ama vizesi reddediliyor. İnsanlarımız var; eşi, çocuğu yurt dışında yaşayan, ailesine kavuşmak isteyen ama vizesi reddediliyor. Şoförlerimiz var kara yoluyla uluslararası taşımacılık yapan; sipariş almış, ihracat yapacak, bal yüklenmiş, götürecek ama vizesi reddediliyor. Bu sorun tam üç yıldır devam ediyor. İktidar hep aynı noktada; "Çözdük, çözüyoruz, çözeceğiz." Bulunan öyle bir çözüm de yok.
Dış politikayı şahsi ilişkilerle şekillendirmekten vazgeçin, aksi hâlde bir gün "kardeşim" dediğinizden ertesi gün düşman yaratmaya, bir gün düşman ilan ettiğinizden ertesi gün eline sarılmaya devam edersiniz. Bu süreçte de ülkemiz, milletimiz maddi manevi yıpranmaya devam eder.”