Birleşik Kamu İş Hatay İl Temsilcisi H. Suat Sadış son bir haftada çıkan KHK ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, parlamenter rejimine dayalı hükümet sisteminin terk edildiğini belirten Sadış, ülke yönetimi ve kuvvetler ayrılığı tek bir kişiye bağlı hale getirmekle birlikte hiçbir denetim mekanizmasının uygulanmadığı yeni bir yönetim sistemine geçildiğini iddia etti.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER YAPILIYOR
Sadış açıklamasında: “Ülkemizde son bir hafta içerisinde art arda çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ve yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile Cumhuriyet Rejiminde köklü değişiklikler yapılmaktadır. Ülkemizde bugüne kadar yapılan değişikliklerin basit düzenlemeler olmadığını Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bilmekteyiz. Çünkü Cumhuriyetin başta Meclis sistemi olmak üzere, tüm kurucu ilkeleri, çağdaş, laik-demokratik, ulusal üniter yapısı ortadan kaldırılarak parlamenter sistem yok edilmektedir. TBMM aşama aşama saraya bağlanmakta Türk ulusunun iradesi tek bir kişiye devredilmektedir.
AKP iktidarı, 24 Haziran seçimlerinden önce OHAL bitecek açıklamaları yapmasına rağmen, çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameler ve Meclis’e sunduğu kanun teklifi ile OHAL’i süresiz şekilde uzatmaktadır. AKP hükümeti ülkemizi OHAL ve KHK’larla yönetmeye devam etmektedir. Yargılama yapılmadan da binlerce kamu iş görenlerinin görevine son verilmeye devam edilmektedir” ifadelerine yer verdi.
YETKİLER FİİLİ DURUMLAR YARATACAK
Sadış: “Bugüne kadar 7 kez uzatılan OHAL’in kaldıracağının bir aldatmaca olduğu Meclis’e sunulan kanun teklifindeki taslakta açıkça görülmektedir. Çünkü kanun teklifi ile valiye şüpheli gördüğü kişiyi 15 gün şehirden atma, ayrıca toplantı ve gösterileri engelleme yetkisi verilmektedir. Gözaltı süresi 4 güne çıkarılmakta, kurumlara ihraç için komisyon kurabilmektedir. Tüm şahıs ve kurumlara uygulanan ara buluculuk şartı MİT’e uygulanmadığı gibi MİT bilgi edinme kapsamının dışında bırakılmaktadır. Vali, ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlayabilecek, belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmaları ve toplanmaları engellenmektedir. Bu yetkiler her ilde fiili bir durum yaratacaktır, her vali istediği düzenlemeyi ve yasağı getirme olanağına kavuşacaktır. Bu anlayışın ve fiilin durumun yaratacağı sistem ülkenin üniter sisteminin parçalanmasına neden olacak daha da ilerisi eyalet sistemini yol açacaktır. Cumhurbaşkanlığı 5 numaralı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) meslek örgütleri ve sendikalar üzerinde her türlü kontrol yetkisi verilmektedir” dedi.
ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNDEN ASLA ÖDÜN VERMEYECEĞİZ
Sadış: “Bu düzenleme ile sendika yöneticilerini görevlerinden uzaklaştırma, meslek örgütleri üzerinden her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetleme yetkisi verilmektedir. DDK, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı ve ilgili kuruluşları, meslek örgütlerini ve işçi ve işveren örgütlerini, dernekleri ve vakıfları denetleyebilecek. Kurul denetleyeceği kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi (gizli veya açık) hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın isteyebilecek. Denetlenen kuruluşa bu bilgi ve belgeleri istenen yere getirmekle yükümlü olma zorunluluğu getirmektedir.
AKP iktidarının bugüne kadar çıkardığı KHK ve kararnamelerine, DDK’ye verilen bu yetkilerde eklenirse Demokratik Kitle Örgütleri ile sendikaları, muhalif sesleri, işlevsizleştirme ve susturma aracına dönüştürecektir. “OHAL hukuku” yasalaşmakta, Cumhuriyetimizin demokratik, sosyal bir hukuk devleti niteliği zarar görmektedir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi Atatürk ilke ve devrimleridir. Atatürk ilke ve devrimlerinden asla ödün vermeyeceğiz” dedi.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Sadış: “Kamu iş görenleri olarak; demokratik, barışçıl ve hukuk kuralları çerçevesinde, Atatürk ilkeleri ışığında, emek ve demokrasi mücadelesi yürütmeye, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Demokrasi ve hukuk dışı her türlü uygulamalara karşı demokratik ve meşru zeminde tüm bileşenlerimizle birlikte mücadele etmeye kararlıyız.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Türkiye Cumhuriyetinin, çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devleti yolunda ilerlemesini sağlayacak demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. OHAL düzenine rağmen kamu iş görenlerinin iş güvencesini ve kazanılmış haklarını sonuna kadar koruyacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz” dedi.