Asrın felaketinin en büyük yıkımı yaşattığı bölgemizde acılar hala tazeliğini korurken son dönemde peş peşe ortaya çıkan yarışmalara tepkiler devam ederken bu durum Hatay Akademik Psikologlar , Hatay Barosu ,Hatay Tabipler Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası tarafından yapılan ortak basın açıklaması ile yetkililer göreve davet edildi. Hatay Barosunda gerçekleşen ve İkincil travmaya neden olacak uygulamalara karşı düzenlenen basın açıklamasına Hatay Tabipler Odası Başkanı Dr.Sevdar Yılmaz, Ses Hatay Şube Başkanı SHU Serkan Bab ve Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatri Uzmanı Mihriban Yıldırım, Hatay Baro Başkanı Cihat Açıkalın ve Yönetim Kurulu Üyesi Hatay Tut, Hatay Akademik Psikologlar Derneği Başkanı Psikolog Doğan Kuş ve yönetim kurulu üyesi Psikolog Ahmet Ertuğrul katılım gösterdiler. Yapılan ortak açıklamada:”6 şubat 2023'te büyük yıkımlarla ülkemizin neredeyse beşte birini etkileyen yüzyılın felaketini yaşadık. İnsanlar hayatlarını, ailelerini, çocuklarını, sevdiklerini, şehirlerini ve yılların birikimini kaybettiler.
Kaybedilen yaşamların ve değerlerin büyüklüğü hem depremi yaşayanlarda hem de buna tanıklık eden toplumun duyarlı İnsanlarında derin yaralara yol açmıştır. Yaraların sarılması için toplum seferber olsa da başta Hatay olmak üzere bu facianın yarattığı enkaz henüz kaldırılmadığı gibi buralarda yaşayan insanlar acılarına dönüp bakabilecekleri güvenli bir yaşama henüz kavuşmamıştır. İlimizde insanlar hala barınma, ulaşım, iş/işsizlik, temiz hava ve su, eğitim ve yeterli sağlık hizmeti almakla ilgili ciddi sorunlarla boğuşurken gündemin yarışmalara kaydırılması yaralayıcıdır.
İnsanların acılarının kaydının tutulması, yaşananlarla ilgili bir bellek oluşturulması elbette sağaltıcı etkiye sahiptir. Her ne kadar yazmak travma ile baş etmede değerli bir araç olsa da barınma, beslenme, sağlık, belirsizliğin giderilmesi gibi güven duygusu veren koşullar sağlanmadan iyileşme olmaz. Aksine bu sorunların görmezden gelindiği, bu yarışmaları düzenleyenlerin duyarsız olduğu ve asıl önemli olanın iyileştirmek değil popülist bir yaklaşımla acılardan bireysel/grupsal fayda sağlamak şeklinde algılanmasına ve salgılanan bu duyarsızlık nedeniyle bir kere daha yararlanmaya neden olabilir.
Depremi yaşayan insanlar hala vefat eden sevdikleri, yalnız kalan yakınları, uzuv kayıpları ve kalıcı bedensel yaralarının yanı sıra şehirlerinin yıkılmasının ve yitip giden düzenlerinin yasını tutmaktadır. Çok sayıda insan travmanın şoku nedeniyle kaybettiklerinin acısıyla yeni yeni yüzleşmeye başlamıştır. Böyle bir süreçte toplumun ve iyilik yapmak isteyen bilim, sanat edebiyat insanlarının çok duyarlı olmasını ve buradaki insanları anlayabilmek için şehrimizi ziyaret etmesini öneriyoruz.
Şehrin fiziki koşullarının iyileştirilmesinin yıllar alacağı öngörülüyorken bu kadar eksikle insanların 9 ay gibi kısa bir zamanda yaşadıkları bu çok boyutlu ve süregiden kayıpla baş ettiğini düşünmek duyarsızlık ya da kötü niyet değilse düpedüz saflıktır.
Halkı ve toplumu depremi yaşayan insanların acılarına saygı duymaya, onları anlamaya ve devletin koruyucu mekanizmalarını harekete geçmeye davet ediyor, bu tür faaliyetlerin çok dikkatli şekilde, bilimsel yaklaşımla desteklenerek ve uygun zamanlarda yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi halde bu yoğun acılarla yüklü hikayeler hem yazanları hem de okuyanları ezecek, onlara duygusal ve fiziksel olarak kalıcı zararlara yol açacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” denildi.