Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, 1 Nisan çarşamba günü Saygı Öztürk’ün
hazırlayıp sunduğu ‘Sisler Bulvarı’ programının canlı bağlantı konuğu oldu.
" ÇOK BÜYÜK BİR İHTİMALLE BİZ BU HASTALIĞI İLK PERİYOTTA GEÇİRDİK"
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüse (Kovid- 19) karşı Hatay’da alınan önlemlere dikkat çeken Başkan
Savaş, “ Dünyanın mücadele ettiği salgın hastalık ile birlikte insanlar insan olduklarını hatırladı ve insani
değerlere önem verdiler. Hatay’da durum sakin. Valilik tarafından geçtiğimiz günlerde önemli caddeler
trafiğe kapandı. HBB olarak biz de kapalı, açık ve insanların yoğun olarak bulunduğu yerlerde ilaçlama
çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Resmi bilgilere göre Hatay’da 17 tane vaka var, 2 tanesinin yoğun
bakımda olduğu söyleniyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığım bir açıklamayı çok speküle ettiler. Bu politik
bir açıklama değildi. Siyasetime ve belediye başkanlığıma insanlar konuşabilir ama uzmanlığıma
kimsenin konuşma hakkı yok. Üniversitede hocalık yapmış ve bu konuda doçent doktorum. Bu hastalığın
ve diğer birçok hastalıkların nasıl seyrettiğini biliyorum. Hatay’da durum sakin olsa da biz sıkı önlemler
almaya devam ediyoruz. Evrensel kurallarımızı, kişisel hijyenimizi tam yapmamız gerektiği gibi
yapacağız. Biz bu süreci deprem sürecinde yani Ocak 15’ten itibaren Hatay’da çok şiddetli bir şekilde
yaşadığımızı düşünüyorum. Çünkü şu anki koronavirüs semptomlarını ben de yaşadım. Ben o hastalığı
ayakta atlattım ama tedavi gördüm. Baktığınız zaman çevremde birçok insan yaklaşık 3 haftalık, şu anki
semptomlarla hemen hemen örtüşen rahatsızlıklar geçirdi. Ben Hatay’daki tüm cenaze sahiplerini
ararım, niçin öldüğünü sorarım. Bu süreçte sorduğumda yaşlı ölümlerinin çoğunun zatürreden,
astımdan, bronşitten öldüğü akciğerlerle ilgili teşhis konulduğu söylendi. Ben ilk defa bu kış solunum
yolu enfeksiyonlarından bu kadar fazla ölen insan gördüm. Zatürre hastalığına baktığınız zaman kimse
ikinci gün ya da üçüncü gün ateşten ölmez. Çok büyük bir ihtimalle biz bu hastalığı ilk periyotta geçirdik.
Hem Avrupa’nın hem de İran’ın tam ortasında, geçiş noktasındayız. İran’da ve Avrupa’da bu kadar
vaka görülüp, bu kadar insan ölürken Türkiye’de şu anda 200 civarında insan hayatını kaybetmiş. Vaka
sayısı da Avrupa’daki ülkelerden daha düşük, aynı zamanda bizim nüfusumuz daha fazla. Benim
tahminim şu, Türkiye’de ilk biz atağı geçirdik, bu atak sürecinde bu virüsle karşılaşmayan insanlar, şu
anda karşılaştığı zaman ve semptomlar irdelendiği için hasta olarak tanımlayıp yakalayabiliyoruz. Daha
çok İran'dan, Avrupa'dan ya da Umre’ye gidip gelen insanlarda ya da onların yakınlarında bu hastalığı
görebiliyorsunuz. Bence halk sağlığı enfeksiyon hastalıkları bu konuda 2,5 aylık geçmişe dönük bir
araştırma yapmalı. Ben toplumun ortalama % 80’inde bu virüse karşı antikor olduğunu düşünüyorum.
Yoksa Türkiye şu anda bu kadar az hasta ile karşı karşıya kalmazdı. Çin’de ilk vaka 19 Aralık’ta ortaya
çıktı, Türkiye’ye hemen geldi diye düşünenler olabilir. Ama Çin’de de ilk vaka 19 Aralık’ta olmadı. Daha
önceden vardı sadece o tarihte adı kondu. Bütün objektifler bu vakalar üzerine yoğunlaştığı için ilk tanım
o tarihte olabilir. Ama bence Çin’de 1-1,5 ay öncesinden rastlanıyordu” ifadelerinde yer verdi.
Hatay’da bulunan Suriyeliler ile ilgili de görüşlerini bildiren Başkan Savaş, “İlimizde bulunan Suriyeliler
de pek dışarıya çıkmıyor. En son 33 şehit verdiğimiz günden itibaren pek dışarı çıkmıyorlar. Daha çok
kapalı bir toplum olarak yaşıyorlar. Onlarda bu virüsün bulaşma olasılığı bizlere göre daha düşük.
Suriye ve İdlib’de bu vakaların olduğunu duyuyoruz. Bunun da sebebinin şu olduğunu düşünüyorum,
İran’dan gelerek, mücadele eden lezyoneller var. Onların bulaştırdığını düşünüyorum. Çünkü Suriye’de
de kapalı bir toplum var. Hatay’da Suriyelilerin arasında böyle bir atak olduğunu duymadık” dedi.
“BİR OLUP İNSANLARA YARDIM ETMEK İÇİN BURADAYIZ”
Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak salgın sürecinde ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımlar ile ilgili
bilgiler de paylaşan Başkan Savaş, "CHP’li 11 büyükşehir olarak daha fazla yardım etmek ve daha fazla
insana ulaşabilmek için şartsız bağış olmak üzere hesap açmıştık. Geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığımız
Ankara, İstanbul ve Antalya’daki hesapları bloke etmiş. Öyle olunca bu süreç içerisinde bu iş siyasete
dönük bir mücadeleye dönüşmesin, biz insanlara hizmet etmeye çabalarken kavga etmeyelim diye bu
durumu burda noktaladık. Şu anda kendi imkanlarımız ile hem nakit hem de erzak konusunda destek
veriyoruz. Her yeri dezenfekte ediyoruz. 65 yaş üzerindeki büyüklerimize de elimizden gelen desteği
yapıyoruz. Valilik vefa grubu diye bir grup kurdu. Bizden adam istediler, bizler de destek olmak
amacıyla verdik. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyasi bir rant devşirme peşinde değiliz. Bu
olağanüstü şartlarda imkanlarımızı zorlayarak, bu sıkıntılı süreç geçene kadar hemşehrilerimize
ulaşabildiğimiz ölçüde ulaşmaya ve dertlerini çözmeye gayret ediyoruz. Bugün siyasi polemik ve bu işleri
yaparken birbirimize sıkıntı yaratacak zaman değil. Hep birlikte bir olup iri olup, insanları diri etme ve
onları hayata tutundurmak için çaba sarfetmek ve yardım etmek için buradayız. Sadece CHP’li 11
büyükşehir belediyesi değil Türkiye’deki bütün belediyelerin de tüm siyasi partilerin de aynı istikamette
bu işe bakması gerekiyor" dedi.