CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin AKPnin politikalarınin tepki çektiğine dikkat çekerek; “ Haftalardır doktorlar ve sağlık çalışanlarından telefonlar alıyoruz. Sorunları anlatıp Sağlık Bakanı’nın her gün kameralar karşısında yalan söylediğini, verilen sayıların eksik olduğunu söylüyorlar. Yaptığımız araştırmalara göre Sağlık Bakanının bugüne kadar verdiği sayılardaki tek doğru veri taburcu olan kişi sayısıdır! Verilen toplam vaka ve ölü sayıları Covid testi yapılan kişiler üzerinden veriliyor. Sadece ve sadece test yapılan ve test sonucu pozitif olan vakalar yani. Oysa hastanelerde Covid tanısı 3 yolla belirleniyor: 1) Covid testi 2) BT (Akciğer tomografisi) 3) PCR (Sürüntü analizi) 81 ilden gelen bilgilere göre hastanelerde yeterli sayıda test hiçbir zaman olmadı hala da yok. Şöyle düşünün bugün itibariyle 20 bin küsür test yapıldığı açıklandı. Sadece İstanbul, Ankara gibi büyük illerde hastanelere günlük başvuran kişi sayısı 20 binin üstünde! Sağlık çalışanlarından aldığımız bilgiye göre hastanelerde semptom belirtisi ile gelen kişiye diğer 2 yöntem uygulanıyor tanı koyma aşamasında: 1) Semptom belirtisi ile hastaneye gelen vatandaş direk BT'ye alınıyor. Akciğerinde enfeksiyon görülmesi üzerine hemen Covid tedavisine başlanıyor ancak hasta dosyasına ‘Covid-19’ yazılamıyor; çünkü test yapılmış değil ve test sonucu pozitif görülmeden Covid -19 yazamazsınız. Genelde zatürre, bronşit, faranjit, grip vs. yazılıyor. 2) Bir diğer yöntem ise PCR denilen sürüntü analizi. Boğazdan, burundan alınan sürüntü kültür analizine ilçe sağlığa gönderiliyor ve sonuç 4 gün(!) sonra geliyor. Bu hastaya da tedavi başlanıyor ama sonuç pozitif gelmediği sürece dosyasına Covid-19 yazılamıyor. Hasta 4 gün içinde ölürse ölüm nedeni doğal ölüm, akciğer yetmezliği veya varsa başka kronik hastalığı o hastalık yazılıyor! Böyle yüzlerce ölümün olduğu ancak hiçbiri Covid-19 olarak kayıtlara girmedi doktorlar ve hastane yöneticileri tarafından söyleniyor. Bakanın açıkladığı sayılarda da bu ölümler ve vakalar yok!!! Ne zamanki Dünya Sağlık Örgütü pandemiyi açıkladı, Saray siyasi ve ekonomik strateji planları kurgulayarak 11 Mart'ta ilk vakayı açıkladı. Sağlık çalışanları ‘‘İlk vakanın açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden önce, sınır kapılarının kapatılmaması ve umrecileri karantinaya almayıp 81 ile dağıtmanın sonucu olarak memlekette virüs zaten vardı ve yayılım gerçekleşmişti. Hatta vaka ve ölü sayısı da yadsınamayacak düzeydeydi.’’ diyor. ‘‘Gerçek sayılar için bakanın açıklamalarındaki sayıları en az 3-4 ile çarpın!’’ diyor doktorlarımız! Ki Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Aytaç Yalman'ın Corona’dan ölümünden sonra ortaya çıkan mezarlık defin kayıtlarında ‘doğal ölüm’ yazması gibi çelişkiler ve bakanlığın bu ölümü sonradan Covid-19 olarak kabul ederek düzeltmek zorunda kalması da bu gerçeği ortaya koyuyor! Duygusal Türkiye halkı tepki verip gizli gizli İsveç gibi sürü bağışıklığı uygulandığı ortaya çıkmasın, hükümet eleştirilmesin ve bu eleştiriler sandığa yansımasın, artan vaka ve ölüm sayılarına karşın moraller biraz yükselsin diye haftalar sonra açıklanmaya başlayan taburcu olan kişi sayısı verileri dışında hiç bir veriye şahsen inanmıyorum. Hükümetin şeffaf olmadığı, gizli gizli sürü bağışıklığı metodunu uyguladığı ve ileride bunu başarı öyküsü olarak gösterme niyetinde olduğu aşikardır! Bilim Kurulu'nun hemen hemen tüm kararları, AKP hükümeti ve Saray tarafından siyasi ve ekonomik süzgeçten geçirilerek tedbirler açılandı/açıklanıyor. Ekonomik ve buna bağlı siyasi kaygılarla ısrarla alınmayan sokağa çıkma yasağı, tıbbi malzeme eksikliğinin yeterli düzeye çekilmemesi, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü eve kapatılırken bu kişilerle aynı evde yaşayan 20-65 yaş arası vatandaşların sokaklarda gezmesine izin verilmesi gibi uygulamalar sürü bağışıklığı uygulayan İsveç, İngiltere gibi ülkelerdeki uygulamaların aynısıdır! AKP resmen sürü bağışıklığı stratejisi izleyip halkımızı ölüme terk etmektedir. Sağlık Bakanlığı açıklamaları şeffaf değildir, milletimiz yanıltılmakta, kandırılmaktadır! Bu nedenle salgının başladığı Aralık 2019 tarihinden itibaren Covid-19 semptomları ile hastanelere başvurmuş ve sonrasında hayatını kaybetmiş kişiler gözden geçirilmeli ve ölüm kayıtları açılarak sözel otopsi tekniğini uygulanmalıdır. Yaygın test ve sokağa çıkma yasağı uygulanmadığı sürece İsveç gibi sürü bağışıklığı yöntemine devam edilmiş, iş işten çoktan geçmiş olacaktır.”