Şu 18 meselesi Ve bir Anayasa hikayesi
…Tütün mamulü ve alkollü içkilerin 18 yaşından küçüklere satışı yasaktır. Bu yasağa aykırı hareket ettiği tespit edilenler hakkında yasal işlem başlatılmasının yanı sıra, 18 yaşından küçüklere alkollü içki satışı yaptığı tespit edilenler hakkında 4250 sayılı Kanun’a muhalefet ettiği gerekçesiyle yasal işlem başlatılmasının ardından, kesinleşmiş mahkumiyet kararı sonunda satış belgesi iptali yoluna gidilmektedir…
Bu, 4207 sayılı Kanun… Diğer adıyla, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun…
18 yaş sınırında bile olsalar, ONLAR söz konusu olduğunda ne kadar hassasız, farkında mıyız ? Farkında (!) olmalıyız ki, bu yaştaki ÇOCUKLARIN neyi içip neyi içmemesi gerektiğini bile biz BÜYÜKLER söylüyoruz… Her şeyi çok iyi biliyoruz ya !!! Doğrulardan hiç ödün vermiyoruz ya !!! Yalanla ve dolanla hiç işimiz olmuyor ya !!! Kavgadan ve küfürden uzak örnek yaşamlara sahibiz ya !!! Eeee bu kadar mükemmel (!) olunca da, gençlerin bu tür konularda henüz DOĞRU karar verebileceklerine inanmıyoruz… Kendini keşfetme yaşı olarak bildiğimizden belki, yaşamın girdapları arasında KAYBOLMASINLAR istiyoruz…
Ama gariptir… !
Tütün mamulü ve alkollü içkilerin 18 yaşından küçüklere satışını YASAKLAYAN bizler, kavga-kıyamet değiştirmek için savaş verdiğimiz Anayasa değişiklik paketiyle, bir gün sonra doğum gününü kutlayacak ve 18 yaşına basacak olan aynı gence VEKİL OLABİLİRSİN, hatta Devlet’i dahi yönetebilirsin diyoruz !
Aslında bir bakıma haklılar da !!!
Şu ana kadar izlediğimiz BÜYÜK ‘çocukların’ performansından memnun muyuz ? Savrulan küfürlerden memnun muyuz ? Birbirinin saçını çekiştiren, hatta engelli bir vekilin protez kolunu olduğu yerden çıkaracak kadar öfkelenebilen kadın vekillerin erkekleri aratmayan SOKAK hallerinden memnun muyuz ? Birbirine sürekli HADDİNİ BİL diyen, ama kendini sürekli kaybedenlerin HADSİZ kalabalığından memnun muyuz ? Bizler ay sonunu getiremezken, onların bizden KAT KAT fazla aldığı paranın hakkını vermek şöyle dursun, ‘vekile maaşa zam’ anlarında ortak el kaldırışlarından NEFRET etmiyoruz muyuz ? Sahi, ‘VERDİĞİMİZ OY-UN KARŞILIĞI BU MU’ diye söylenmediğimiz tek bir gün var mı ?
Yok… !
En azından BENİM yok !
O yüzden, 18, belki umut olur !
+18’in büyüklerini denedik nasılsa…
Denedik ve yanıldığımızı gördük nasılsa…
Hatta çocukların dünyasına bir şans vermek daha iyi bile olabilir…
Hatırlıyor musunuz, 1992 senesinde, Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Zirvesi sırasında 12 yaşındaki bir çocuk söz almış, konuştuğu 6 dakika sonunda da ayakta alkışlanmıştı…
Çevresel Çocuk Organizasyonu (ECO) adına konuşan Severn Cullis-Suzuki’nin 25 sene önceki sözleri, Halk’ın Meclisini utandıracak hale getirenlere gelsin mi bugün, +18’in kırmızı noktalı Meclisine gelsin mi, hatta biraz da düşündürsün…
Okumaya başlayalım o zaman…
“İki gün önce burada, Brezilya’da, sokakta yaşayan çocuklarla birlikte vakit geçirdik ve gerçekten şok olduk. Bu çocuklardan bir tanesi şöyle dedi… ‘Keşke zengin olsaydım. Eğer zengin olsaydım, bu sokaklarda yaşayan bütün çocuklara yiyecek, elbise, ilaç, sığınacak bir çatı, sevgi ve şefkat verebilirdim.’
Sokakta yaşayan ve hiçbir şeyi olmayan benim yaşımdaki bir çocuk paylaşmaya bu denli GÖNÜLLÜYSE, neden biz her şeye SAHİP olanlar hala bu kadar AÇGÖZLÜYÜZ?
Okullarda, hatta anaokullarında bile, bize NASIL davranacağımızı öğretiyorsunuz… Diğerleriyle kavga etmeyin, çalışkan olun, diğerlerine karşı saygılı olun, dağıttığınızı toplayın, diğer canlılara zarar vermeyin, paylaşın, açgözlü olmayın... Peki madem öyle, bize yapmamamızı söylediğiniz şeyleri sizler NEDEN yapıyorsunuz?
Babam her zaman , ‘Sen, yaptığın şeysin, söylediğin değil’ der ve sizin yaptıklarınız, geceleri beni ağlatıyor. Size meydan okuyorum… Lütfen yaptıklarınız sözlerinizi yansıtsın… Teşekkürler.”
25 sene sonra değiştik mi peki ?
UMUT olmayı becerebildik mi ?
Ne yazık ki, kocaman bir HAYIR !