Ö Z Ü R TRAFİĞİNDE SIRA EMNİYETTE Mİ
Aslında pek alışkın değiliz, hani HAKARET edilip de ardından ÖZÜR dilenmesine, hatta devamı bile gelirdi, savunması da, NE DEDİM Kİ kıvamında yara deşme çabaları da…
O yüzden ÖNEMLİ…
İlki ile başlayalım o zaman…
Devlet’in TRT’sinde her iftar öncesinde yayınlanan bir sohbet programı var, ‘Ramazan Sevinci’ diye… İslam’a dair sohbetler yapılan, tavsiyeler ve öğütler verilen… Ama geçen gün yayınlanan Program biraz farklı oldu! Niye mi? Program’a katılan ve "Ben düz söyleyeyim, ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin, yani namazı hayvanlar kılmaz, namaz kılmayan da hayvandır" diyen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, toplumda adeta tsunami etkisi yarattı. Çünkü söylenen şey hakaretti, hatta suçlama… Yükselen tepkilere duyarsız kalınmadı ve önce Programın sunucusu Serdar Tuncer, ardından TRT Haber özür diledi…
Diyanet mi ?
O da…
“İnsanların inanç ve ibadet özgürlükleri hedef alınarak tezyif ve tahkir edilmesi asla kabul edilemez. Kur'an-ı Kerim ayetlerinden ve konuya ilişkin diğer dini metinlerden böyle bir çıkarımda bulunmak İslam'ın hikmet dili ve rahmet mesajıyla bağdaşmaz…"
Ve skandal sözlerin sahibi Aşkar’ın Öğretim Üyesi olduğu Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal da…
“Fakültemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Aşkar, TRT'de yayınlanan bir iftar programında, 'namaz kılmayanların hayvan olduğunu' ifade eden talihsiz bir açıklama yaparak, İlahiyatçı akademisyenler bir yana, sağduyu sahibi hiçbir Müslümanın kabul etmeyeceği bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmayı Fakülte Dekanı olarak başta şahsım ve diğer öğretim üyelerimizin asla tasvip etmediğini belirtmek isterim.”
Ne dersiniz, haksız mıyım ?
Böylesini yaşadık mı daha önce ?
Kurumsal özürleri hiç böyle aldık mı?
Almadık !
Niye mi ?
Konumuz DİN, o yüzden… !
Tüm o ÖZÜRLER o yüzden… !
Sıraya girmişlerin tedirginliği de… !
O zaman DİN kadar hassas başka bir konuya gelelim, VİCDAN’a, ha bire kanatılana, hatta elde bıçakla ha bire deşilene, köşede bucakta unutulana, acılarının yalnızlığında bırakılanların ülkesinde sıkça unutulana !
Ve beklediğimiz bir başka ÖZÜR’e…
Atalay Filiz ismini duydunuz mu ?
Seri katil zanlısı, hani 2013 ve 2016 yıllarında en az üç cinayetten sorumlu tutulan, iki yıl boyunca kaçak olarak yaşayan ve 12 Haziran’da İzmir'in Menderes ilçesinde yakalanan, 2013 yıllarında Fransa'da tanıştığı Hava Kuvvetleri Personel Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan'ın TÜBİTAK mühendisi olan oğlu Göktuğ Demirarslan'ı, Rusya doğumlu Elena Radckova'yı ve 2 çocuk annesi öğretmen Fatma Kayıkçı'yı öldürmekle suçlanan…
Şimdi gelelim asıl kısma !
3 cinayet suçlamasıyla yakalanan bir zanlı ile SELFIE yapmak da nesi, merak ettik, suçlu denileni yakalayıp onunla HATIRA selfie-si çeken polisleri gerçekten de merak ettik, hani nasıl bir psikolojideler çok merak ettik… Ama şaşırmadık… Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast'ın, elinde tuttuğu Türk Bayrağı ve Atatürk'ün sözü bulunan fon önünde hatıra fotoğrafı çektiren Emniyet ve Jandarma görevlilerini hatırlayınca, şaşırmadık…
Bu arada, soruşturma açılmış…
Gelen TEPKİLER üzerine, hem selfie yapan Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro’da çalışan polis memuru için, hem de bu durumu çekip sosyal medyada yayınlayan polis memurları için…
Ama YETMEZ !
Aynısına ihtiyaç var, KURUMSAL bir ÖZÜR’e ihtiyaç var, acı sahiplerine yapılan saygısızlığı yaratanların sorumluluğunu üstlenmesi gerekenlerin ayağa kalkıp ÖZÜR DİLERİZ demesine ihtiyaç var, yaşananları OLDU BİR KERE noktasına itmeden, AÇIK ve NET bir şekilde TEMİZLENMEYE ihtiyaç var…
O yüzden, sıra EMNİYET’te…
Sahi, Hatay’ın eski Valisi Sayın Celalettin Lekesiz, kendi Kurum’u adına bu ÖZÜR mekanizmasını devreye sokar mı, merak ettik… ki konu VİCDAN, bunu ES geçmeyi mi yeğler, gerçekten de çok merak ettik !