NEYE NE İÇİN İMZA ATIYORUZ
Hayata çokça duyarsız kalıyoruz… Hatta o kadar geriye çekiliyoruz ki, sırf hayatta kalma adına eldeki tüm teslimiyetleri yerine getiriyoruz… Sessiz kalıyor ve görmüyoruz… Var olanı izliyor, ama bilmiyoruz… Tüm bunlar konusunda da OSCAR-lık bir performans sergiliyoruz…
Bugün, o ödülü reddedip konuşanlardan bir kısmına geçelim…
Sayıları 282 bin 572’ye ulaşanlar NE DİYOR ona bir bakalım…
Konumuz mu ?
Türkiye’deki Suriyeliler…
Yaklaşık 3 milyon Suriyeli…
Ama en çok da, ŞEHİTLERİMİZ…
Suriye topraklarında ölen askerlerimiz…
Sahi, kaç Şehit verdik şu ana dek ?
3 ?
7 ?
10 ?
15 ?
21 ?
30 ?
Fazlası var mı ?
Sayıları 282 bin 572’ye ulaşanlar o yüzden bir arada, bir şeyler söylüyorlar, soruyorlar, sorguluyorlar… Eldeki Suriyeli kalabalık içinde eli silah tutabilecek erkeklere işaret ediyorlar… Verilen şehitlerin kalabalığında duranlar adına bir şey talep ediyorlar…
Neyi mi ?
Okuyalım mı ?
*
Suriyeli erkekler, ülkeleri paramparça olmuşken, mülteci sıfatıyla Türkiye ve Lübnan başta olmak üzere, birçok ülkeye kaçarak canlarını kurtarmaya çalışmışlar, dolayısıyla vatanlarını sahipsiz bırakmışlardır. Bu, vatana ihanettir. Oluşan boşluktan faydalanan dış güçler, çeşitli motif ve çıkarlar doğrultusunda, Suriye'de savaşmak suretiyle, ülkeyi işgal etmişlerdir. Sivil halk; çocuklar, kadınlar, yaşlılar, kronik hastalar, engelliler, bu çıkar kavgası esnasında kullanılan ağır silahlar, yapılan bombardımanlar, topçu atışları altında ezilmektedir. Savaşın ne kadar süreceği ve ülkeye daha ne kadar zarar vereceği meçhuldür.
Bu durumda, askerlik yaşındaki Suriyeli erkekler, başka ülkelerde dilenci ve mülteci konumunda yaşamak yerine, belli bir temel askeri eğitim aldıktan sonra, vatanlarına gönderilmeli ve belli askeri operasyonlar ve harekatlar kapsamında kendi vatanları için mücadeleye katılmaları sağlanmalıdır. Bu askeri temel eğitim, Genelkurmay Başkanlığımız önderliğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, özellikle Türkiye'nin güneyinde, Suriye sınırına yakın, bu iş için ayrılan kışlalarda veya ayrıca kurulacak merkezlerde rahatlıkla gerçekleştirilebilir. Türkiye, mültecilere harcayacağı bütçenin bir kısmını, bu askerlerin eğitim, donatım ve lojistik desteklerine harcamalıdır. Bu askerlerin tedavi ve diğer masrafları, mültecilerin Avrupa'ya gelmesinden endişe duyan AB ülkelerince, AB fonlarıyla karşılanmalıdır.
Kendi ülkelerinin bağımsızlığına katkı sağlayan bu Suriyeli "askerler", Afganistan'da olduğu gibi, yeni kurulacak Suriye Cumhuriyeti'nin ordusunu ve polis teşkilatını oluşturacak, gelecekte eğitmen sıfatıyla yeni nesil askerler ve polisler yetiştireceklerdir.
Kamuoyuna ve Genelkurmay Başkanlığımıza saygılarımla arz ederim.
*
Onlar, bu talebe imza koymaya devam ederken ve atılan imzaların kalabalığı her geçen gün artarken, Ankara’da bir başka İMZA telaşı daha var, Anayasa’ya değişiklik (!) eklemeye çalışanlar var, ki o değişimin bizleri korkutan kısmı adına bir tespit yapalım istiyorum o yüzden…
Merak ediyorum da, Ankara’daki kavganın tozu dumanı içinde kalan Anayasa (!) taslağında (!) bizlerin ÖZGÜRLÜĞÜ adına kaç MADDE var, ÖZGÜR düşünmemizi sağlayacak kaç düzenleme var, yara bere içinde kalan demokrasiye pansuman olacak kaç ÇARE var ?
Yok gibi…
Tamam da, bunca toz-duman niye ve bunca kavga ?
KİMİN özgürlüğü için veriliyor bunca savaş ?
Farkında mıyız ?
Biliyor muyuz ?
Peki ya eldeki SON’a hazır mıyız ?