MÜŞTERİ DEĞİLİZ ÖĞRENCİYİZ
Sibel Ünli ismini bildik mi ?
Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencisi hani… Samatya sahilinde cansız bedeni bulunan genç kızımız hani… Çantasından çıkan intihar mektubunu da bildik mi ? Peki ya sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımları… Çaresizliğini… Parasızlığını… Twitter’daki hesabında, "Yemekhane kartımda sadece bir TL kaldı” deyişini…
Bildik mi ?
Bilelim…
Bilelim ve unutmayalım…
Unutmayalım ve gerçeğimize dönelim…
Döndük mü ?
Evet…
Bugün o noktadayız !
Yemekhane kartlarındayız…
Öğrencilerin SOSYAL DEVLET çağrısında, en çok da !
Öğrencilerin “MÜŞTERİ DEĞİLİZ, ÖĞRENCİYİZ” sloganlarında, en çok da !
Sizi bilmem ama… 88 bin öğrencisi bulunan İstanbul Üniversitesi’nin, benim de okuduğum Beyazıt Kampüsü içinde yaşanan, yemek ücretlerine yapılan zammı protesto eylemlerini izliyorum günlerdir… İşin özeti şu ki… Normal şartlarda öğrenciler, okulda üç öğün indirimli yemek yiyebiliyor... Her bir öğünün fiyatı ise 3,5 TL... Yeni alınan kararla beraber kahvaltı kaldırılıyor, öğünlerin biri de 18 TL’ye çıkarılıyor…
Anlayacağınız…
Üniversitenin gündemi, BÜTÇE !
Ve ilk kurban da, ÖĞRENCİLER !
Kendi dönemimde de bu tür haksız uygulamaların hepsinde İMZA verdiğimi hatırlıyorum… Beyazıt Kampüsü’nün tarihi kapısı önünde, yemek haklarının elinden alındığını söyleyen öğrencilerin örgütlü mücadelesine tanıklık etmek o yüzden muhteşemdi, ki FİNAL, kazanılmış haklarla MUTLU SON’la bitti…
Hepsini kutlamak lazım…
‘Sibel’i unutmayacağız’ pankartı açan öğrencileri kutlamak lazım…
Yan yana durup, hakları için mücadele edenleri kutlamak lazım…
Geçim sıkıntısına karşı, bu direnişin sahiplerini kutlamak lazım…
"Yalnızlaştıran, geleceksizleştiren sisteme karşı dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz ve Sibel’i asla unutmayacağız” diyenleri kutlamak lazım…
Politikacılara seslenerek, “Gençlere gelecek vaat ediyor musunuz? İşsizliğe çare bulacak mısınız?” sorularını yönelten, “Başka Sibeller olmayacak”, “Kurtuluş yok, ya tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” sloganları atanları kutlamak lazım…
Polisin sert önlemlerine karşın geri çekilmeyen ve YEMEK HAKLARINI da söke söke alanları kutlamak lazım…
“Ülkede gençler işsiz. Geleceksizleştiriliyoruz. Yıllarca okuyoruz, ama iş bulup bulamama kaygısı yaşıyoruz. Sibel’in intihar etmesinin nedenlerinden biri bu…” diyen ve BAŞKA SİBELLER OLMASIN diye kaygı duyanları kutlamak lazım…
“Üç kardeşim var. Hepimiz okuyoruz. Ailemin verebileceği para belli. Yılbaşında devlet yurtlarına yüzde 20 zam yapıldı. Yemek fiyatları da arttı. Ne kişisel bakım ürünlerine para harcayabiliyoruz ne de sosyal ve kültürel faaliyetlere. Tiyatroya gidemiyoruz. Kitap dahi alamıyoruz...” diyenlerin gerçeğinde durup da, vazgeçmeyenleri kutlamak lazım…
Net olan bir şey var ki…
Bu ülke, SOSYAL DEVLET olgusunu yeniden kazanmak zorunda !!!
İşte bunu bizlere gösteren ve göstermekle de kalmayıp, bunun yolunu DAYANIŞMA ile açanları kutlamak lazım... İyi ki varsınız…