Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 159 defa okundu.

Liderler Reisler Başkanlar Peki ATATÜRK mü

Kim yazmış bilemedim ama…

Öyle güzel bir tarif ki…

Okudukça okudum…

Bu toprakların VATAN hikâyesinde duranların anısına da paylaşmak istedim…

O zaman gelsin o kelimeler ve biz…

Biraz düşünelim…

-

80 küsür sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var… Sahilde kumda otururken, kürek çekerken, at binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken fotoğrafı var…

Salıncakta, çocuk gibi gülerek sallanırken bile fotoğrafı var…

O dönemin kıyafetlerine, ayakkabılarına bakıyorsun; sanırsın dünya moda ikonu…

“Aman Allah'ım” diyorsun, nasıl bir ruh üfledin de çıtayı en üste koydun bu kulunla...

Bu kadar GÜZEL bir ÖRNEK İNSAN nasıl olabilir?

Ama oldu, bütün dünya gördü, halen görmekte işte…

Hayvanlarla fotoğrafları var, çocuklarla, okulda genç kızlarla, delikanlılarla, cephede askerlerle, komutanlarla… Dahası köylülerle, şairlerle, yazarlarla, sanatçılarla...

Dua etmişliği de var, vaaz vermişliği de…

"Bana yeniden üniformamı giydirtmeyin" deyip, ültimatom vermişliği de var…

Tek bir ağacı kesmemek için koca köşkü yürütmüşlüğü de var, bozkır Ankara'ya Atatürk Orman Çiftliği'ni kurmuşluğu da...

Kalbine kurşun yemişliği de var, ülkesi için, savaştan savaşa koşmuşluğu da…

Yirmi iki yıl, rakamla da yazıyorum, tam 22 yılını cephede geçirmişliği, o güzelim ayaklarını asker potinlerinden çıkarmamışlığı, askeri tayınını yemeden sofraya oturmamışlığı da var…

Birçok ülke liderini sofrasında ağırlamışlığı da var.

Ve tarihin görüp göreceği en yoksul, en çaresiz savaşlarından birinde, "Geldikleri gibi giderler" demişliği de var…

Ömrünü, emeğini, aklını, sevgisini milletine verdiği gibi, tüm malını mülkünü de milletine bağışlayıp geçmiş bir Atamız var...

-

Tüm bu anlatımın ardından bir şeyde durdum…

Okuduğum bir şey de…

Diyor ki orada…

-

O gittiğinden beri, durgun bir su üzerine bırakılmış, kâğıttan bir gemiye benziyordum… Ne batıyor, ne de nereye gittiğimi biliyordum…

-

Halimiz biraz bu, haklı…

Bir tanesi, içine düşürüldüğümüz bu yorgun hale kendinden bir NOKTA koymuş ve demiş ki..

-

Bana…

Senin insanlığın, adaletin, bilgeliğin, ahlakın lazım…

Dindar olman hiç umurumda değil !

Sofuluğunu Allah'a göster !

Sen,

Adil olup, kul hakkı yemedikten sonra…

Vatanını, ulusunu, bayrağını sevip,

İnsanı, hayvanı, bitkiyi koruduktan sonra…

Ateist olsan, BANA NE !

-

NOKTA…

DÜN’e nokta koyanlara inat, BUGÜN’e nokta…