KEŞKE lerinizi atın bir yana Ardından aynaya bakın
Öyle bir hayat yaşadım ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum, oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki, “söz ver kendine”
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan!
Anladım…
Friedrich Nietzsche ‘Anladım’ derken; hiç düşündünüz mü kendinizi, içine atıldığınız hayatın kaçta kaçını anladığınızı, anladığınız kadarının geriye kalandan ne kadar eksik kaldığını ve aslında ne kadar az bir kısımla yetinip filmin sonuna geldiğinizi ?
O zaman söylenmesi gerekeni söyleyenlerin kelimeleriyle bir şeyin altını çizelim mi ?
Hayatımın başı ve sonu belliydi !
Hiç olmazsa ORTASINI kaçırmamalıydım…
Dilimin ucundakilere ise özgürlüklerini vermeliydim…
“Dilimin ucuna takılıp kalmış cümlelerin pişmanlığını duyuyorum en çok…” diyen o yüzden çok haklı… Nasıl da gerçek bir şeydir pişmanlık ! Hele ki o pişmanlığın en dibinde birikenler, KEŞKE diye başlayan ve hiç bitmeyen o cümleler…
Sizin var mı ?
O KEŞKE’lerden var mı ?
KEŞKE’li cümleleriniz var mı ?
Peki, hiç saydınız mı KAÇ TANE diye ?
Saymayı bırakın…
AZALTIN onları, tek tek…
Savurun rüzgâra bir bütün halinde…
Ardından dönüp bakın aynada kendinize…
İlk ÖZGÜR anınıza, aydınlanan adımlarınıza…
KEŞKE’leri başından atılmış CÜMLE olan ruhunuza…
Tamamsınız…
Tamamlandınız…
Hayata hoş geldiniz !
Niye mi ?
Joaquim Namorada’nın dediği gibi…
Ağzımı tıkayın, çığlıklarımı boğun,
canım daha çok bağırmak isteyecek!
Vurun yumruklarımı zincire,
canım zinciri daha çok kırmak isteyecek!
Etimi parçalayın, kemiklerimi dağıtın!
Bayrağım olacak kanım!
Kemiklerim üstünde bir başka insanlık yükselecek!
Çünkü burada yok olmaz hiç bir şey,
- burada kural ya yenmek, ya ölmek -
Yitip giden bu hayat,
daha çok yaşamak isteyecek!
Anlayacağınız…
Siz isteseniz de istemeseniz de, hayatınız, başladığı yerden biteceği yere doğru gidecek… Madem bu uzun yolculuğun kompartımanında bir yolcuyuz, sahip çıkalım ona… KEŞKE’lerimizin çok uzağında ÇOCUK olalım, büyüyelim, sevelim, AYAĞA KALKALIM, mücadele edelim, yaşlanalım ve bir gün ‘O GÜN’ geldiğinde, HAYAT denen şeye TUR bindirmiş bir yolcu olarak inelim trenden… Eldeki o tek finalin kadrajında da, GÜLÜMSEYELİM… Bize ait o tek filmin sonunda ‘SON’ yazması yerine ‘MUTLU SON’ yazsın diye, DİRENELİM…
Yok…
‘KEŞKE’ demeyin…
Ama bir şeyler DEYİN… !
KEŞKE’siz bir şeyler deyin… !
Hadi…
Başlayın…