İzlediğimiz O Filmler… Sonumuza Mı Hazırlıyor?
2014 yapımı Dawn of the Planet of the Apes / Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti filmini izlerken, hayvanlardan insanlara geçen bir virüs nedeniyle durdurulamayan ölümlerin yüz milyonların ölümüne sebep olabileceğini dinledim, ki aslında yıllardır izlediğimiz bir çok filmle beraber, garip ama, kendi sonumuza doğru adım adım yol aldığımızı fark ettim…
Onca film…
Onca anlatılan…
Belki de fısıldanan…
Adım adım geliyor denen…
Küresel virüs salgını mesela…
Bir dünyalar savaşına ne dersiniz ?
‘Aslında uzaylılar aramızda’ diyenlere hatta !
En garibi de,
…basit bir çizgi film gibi algılanan SIMPSONS adlı yapımın, yıllar içinde verdiği detaylarla, aslında gelecekten de haber verdiği yönünde senaryoların olması… Peki, Simpsons dizisi, geleceği nasıl tahmin ediyor ? Buna dair cevap için bir araya gelenlerin ortak korkusu, insanlığın kaderini yazma çabası içine girenlerin, bu tür gizli mesaj ve öngörülerle, aslında hepimizle bir çeşit oyun oynadığı yönünde !
Ölüm ve yaşam oyunu !
Korkularımızı şekillendiriyorlar belki de !
Ama bunu yaparken de olacaklara dair haber vermiyor da değiller ! İşadamı Donald Trump'ın ABD başkanı olması, Ebola krizi ve hatta akıllı telefonlar gibi ! Hatta 2019 yılından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının başlangıcını öngörmesi gibi !
Tüm bunlar, öngörülen gerçekler mi ?
Yoksa kurgulanan bir gelecek mi ?
2004 yapımı Yarından Sonra / The Day After Tomorrow adlı filmi izlerken de, bugün bu sona ne kadar uzak ya da yakın olduğumuzu düşünüyorum ! Bir dizi aşırı hava olayının yıkıcı iklim değişikliğine ve yeni bir buzul çağına yol açtığı felaketler zincirini bile isteye yaratan hepimizin belki de koşar adım gittiği o sonu bazıları bizler için hızlandırıyor, kim bilir !
Peki ya,
…Meksika hükümetinin açık açık itiraf ettiği, Amerikan istihbarat kaynaklarının artık reddetmediği uzaylı gerçeğine ne dersiniz ? Bizler, azalan, hatta yok olan kaynakların ertesinde başka gezegenlerde koloni kurma hayalleri kurarken, bizlerden kat ve kat üstün teknolojileriyle aslında aramızda olanların, bir gün kendilerini saklama gereği duymadan ortaya çıkacağını ve o gün gerçek bir dünyalar savaşının, azalan kaynaklara sahip olmak için yapılacağını söyleyenlere ya da !
Korkutucu mu ?
Belki de buna dair filmlerin, hatta hepimizin dijital dünyada bu konu başlığında takip ettiği o çok popüler bilim kurgu dizilerinde anlatılan tüyler ürperten varlıkların aslında gerçek olabileceğini düşünmeye başlamak gerekiyor ! Uzaylılar tarafından kaçırıldığını anlatanlara onlarca yıl deli muamelesi yapan bizlerin, kaçırmamak için düşünmeye başlaması gerekiyor !
Şu ana kadar sadece filmlerde gördüklerimizi adım adım yaşayanlar olarak en çok da…
Bitmedi !
Yaşadığımız depremlerin, bir çeşit sismik dalgalanma yaratan yer altı bombalarından kaynaklandığını düşünmek, saçma mı sahi ? 6 Şubat depremlerinin, suni bir şekilde yaratılan sismik bir dalgalanmanın eseri olduğu ve bizlerin de bile isteye kurban edildiği iddiası, saçma mı ? Bunu tartışan ya da söyleyenlerin, dünyada kaç depremin bu denli büyük bir coğrafyada yıkıma neden olduğu sorusuna hala cevap bulamadığını da söylesek mi ?
Bizleri Ankara’dan yönettiklerini sanan, ama kendi keyiflerini yönetmekten bizleri sıraya koyamayanların tam da bu noktada kader planlarının bir parçası olmak istemeyişimiz, bu nedenle ! Hepimizi, tüm bu felaket senaryolarına kurban etmek isteyen küresel senaryo yazıcılarının kurgusal gerçeklerine adım adım kurban edildiğimizi görmemiz ve uyanmamız gerektiğini söyleyişimiz de bu nedenle !
Günün sonunu,
…artık hiçbir filmi öylesine izleyemediğimizi, hiçbir yaşanılanı da öylesine gerimizde bırakamadığımızı söyleyerek noktalasak mı ?