Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 114 defa okundu.

İnsan Hakları için E.Y.L.E.M.D.E.Y.İ.Z

Kadın cinayetleri…

İşsizlik, yoksulluk…

Hayata karışan mafya…

Çöken, üretemeyen tarım…

İflas eden vatandaş ekonomisi…

Fırlayan döviz, hep aç bir demokrasi…

Bu fırtına içindeki bizler mi ?

Diyen haklı…

-

Kabullenmeye başladığında, düzenine boyun eğiyorsun hayatın... Yapabildiğin kadarıyla mutlu olmaya başlıyorsun, şükür etmeye başlıyorsun… Sanırım insan, doğruların ne kadar farkında olursa olsun, kendisini kandırabilme gücünü asla yitiremiyor…

-

İnanmak istiyoruz ya…

Belki ortak sorunumuz da bu…

Bir şeylerin değişeceğine olan inancımız ya da…

İnsan Hakları Eylem Planı denen 4 kelimede nefes alıp vermeye çalışmamız da bundan mı peki ?

Ne yalan söyleyeyim, Ankara’yı dinlediğimde, DEĞİŞSİN dediğim bir ülke fotoğrafı tutuyorum elimde… Alt alta sıralanan İLKELER arasından ilerlerken, KEŞKE diye mırıldanıyorum hatta…

Haklısınız…

İLKELER ve GERÇEKLER arasındayız !

VAADEDİLENLER ve YAŞANANLAR arasında !

Gazeteci Banu Güven devam etsin biraz…

-

Yeni eylem planımızın TEMEL İLKELER kısmından gelişi güzel bir maddeyi seçelim mesela… "İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır…”  Sanki, gözaltında çıplak arama yokmuş gibi !

"Hiç kimse, eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz…” Sanki, insanlar hakkında; düşünceleri, hakaret ya da şiddet içermeyen Tweetler'i nedeniyle soruşturma yürütülmüyormuş, Cumhurbaşkanı'nı eleştirdikleri için TCK 299'dan hiç dava açılmıyormuş gibi…

"Hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir…” Sanki; Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ya da Ahmet Altan, siyasi nedenlerle değil de, hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınarak cezaevinde tutuluyormuş gibi... Türkiye, taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hükümlerine bire bir uyuyormuş ya da uyacakmış gibi…

Atılacak adımlar arasında da, hakikatle taban tabana zıt niyetler ifade ediliyor… "Demokratik katılımı güçlendirmek için, siyasi partiler ve seçim mevzuatında gerekli değişiklikler yapılması” gibi... O esnada HDP'li milletvekillerini Meclis’ten düşürmek için bin bir dolap dönüyor… HDP Diyarbakır Vekili Garo Paylan, cezaevindeki eski Eş Başkan Selahattin Demirtaş'a "Sevgili” diye hitap ettiği için, terör propagandasından yargılanmak isteniyor…

-

Bir dönemimizi hatırlıyorum, YETMEZ AMA EVET dediğimiz !

Bu da ona benziyor, ki gerçeğimizden bu defa da kaçar gibiyiz !

Çok eşelemiyoruz bize sunulanı, ama kaşıklıyoruz !

Doymak değil derdimiz, yer gibi görünmek belki de !

YER MİSİN YEMEZ MİSİN bilmiyorum ama... YETMEDİĞİ halde EVET deyişlerimizin kalabalığına bir şey hatırlatmakta fayda var, en çok da GERÇEK noktasında…

-

Gerçek rahatsız ettiğinde, yalan üstüne yalan söyleriz... Ta ki yalanın orada olduğunu hatırlayamayıncaya kadar… Fakat hala oradadır ! Söylediğimiz her yalanla da gerçeğe borçlanırız... Er ya da geç, o borç ödenir…

-

Ödemeye gönüllü değiliz, bu anlaşılıyor da…

Daha ne kadar borçlanırız, merak ediyorum…