Hatayspor sevdalısı
Milli ara nedeniyle Süper Lig’de maçların oynanmaması ile yaşanan boşluk hafta sonlarını can sıkıcı hale getiriyor.
Alışık olunan maç oynama heyecanının yerini hiçbir şey ile dolduramıyorsunuz.
Özellikle takımına çok düşkün olan taraftarlar için hafta sonunun boş geçmesi can sıkıntısından öteye gitmiyor.
Cumartesi günü marketten çıktım eve gidiyorum..
Genç bir delikanlı önümde durdu!
-Ağabey bu hafta maç yok ne yazacaksın?
İkimizin de yüzünde maske vardı, o beni tanımış ama ben delikanlıyı tanıyamamıştım..
-Her hafta okuyorum yazılarını, katıldığım yönler de var, katılmadığım, ama harbi yazıyorsun!!
Desteğine teşekkür ettim, yoluma devam etmek istedim, bir başka soru daha yöneltti;
-Ağabey Adama Traoere ne zaman oynayacak?
‘Oynuyor zaten’ dedim..
-Yok abi sahada ne zaman kendini gösterecek? Onu soruyorum!
“Takıma geç katıldı, gelir gelmez oynatıldı, sakatlık yaşadı, iyileşti, şimdi yeni yeni takıma adapte olmaya çalışıyor..”
Elimde eşya olmasından dolayı müsaade istedim, çünkü kaldırımın ortasında elimde poşetlerle kalmıştım. Ama genç delikanlının beni bırakmaya niyeti yoktu;
-Ama sana bir şey diyeyim mi! Akintola çok iyi bir topçu, gör bak Hatayspor bunu iyi paraya satacak ve kâr edecek! Sen de beğeniyor musun Akintola’yı?
“Evet, iyi bir yetenek, takıma geç katılmasına rağmen faydalı oldu. Ama fizik olarak daha tam hazır değil, oynadıkça daha iyi seviyeye geleceğini ümit ediyorum..”
-Ağabey, Ömer hoca Yusuf’u niye kesti? Yerine oynattığı Billong çok ağır, tank gibi mübarek.. Her maçta şanslı olmayabiliriz. Alanyaspor’un faturasını niye Yusuf’a kestiler. Alanya’da tüm takım kötüydü!
“Bu konuda tek yetkili Ömer Erdoğan..Sanırım Yusuf’u biraz dinlendirip eski formuna kavuşmasını istemiştir. Yusuf Hatayspor’un şampiyonluğunda emeği olan değerli bir oyuncumuz. Fakat Ziraat Türkiye Kupasında Şanlıurfaspor’a karşı oynanan maçtaki performansı çok kötüydü. İki maç oynamadı diye bu kadar geriye gitmemeliydi. İnşallah Yusuf kısa zamanda toparlanır, yeniden formasına kavuşur. Formda Yusuf, Billong’u da Santos’u da kulübeye gönderir..”
Sevimli bir delikanlıydı ama elimdeki poşetlerle ayakta durmaktan yorulmuştum, maske de vardı yüzümde, nefesim kesilmeye başlamıştı.. Tam müsaade isteyeceğim;
- Bu sezon gol sıkıntısı çekmeyiz değil mi ağabey? Diouf, Akintola ve Boupendza.. Hepsi de klas golcüler. Sen ne diyorsun?
“Doğrudur, bu sezon forvet hattında daha güçlü bir Hatayspor var. Ama önemli olan takım olabilmek ve takım oyunu oynayabilmek. İstikrarı yakalayabilmek. Bireysel oynamak maç kazanmaya yetmez. Akintola kanat oyuncusu. Senin unuttuğun Mirkan Aydın da Hatayspor’un golcüsü.. Hatayspor’un Süper Lige yükselmesinde Mirkan’ın attığı golleri unutmamalıyız. ‘Ahde vefa’ diye bir şey var, kardeşim..”
Bu yanıt çok hoşuna gitmedi, duraksamasını fırsat bilip yürümeye çalıştım, yine önümü kesti!.
-Ağabey seni çok beklettim, seni bırakmam, arabamla istediğin yere bırakırım..
Bunu duymak hoşuma gitmişti. Çünkü ayakta beklemekten yorulmuştum. Kollarımda da derman kalmamıştı.
Biraz naz yapsam da elimden poşetleri kaptığı gibi arabanın bağajına yerleştirdi. Evime kadar da bıraktı, çok saygılıydı. Hoş sohbet için de teşekkür etti ve helallik istedi.
-Ağabey hakkını helal et, son bir ricam daha var!
“Eyvah” dedim, arabanın içerisinde de sohbet uzayacak!
-Ağabey bu sohbetimizi kaleme al, senden ricam..
“Peki” dedim, “ismini sormayı unuttum..”
-Boş ver ismimi ağabey, ‘Hatayspor Sevdalısı..’ diye yaz!..