Gastronomi güzel EXPO da Peki ya ÜRETİCİ PAZARLARI
Bu kentin güzel ünvanları var…
Medeniyetler kenti…
Mozaikler diyarı…
Eski Roma şehri…
Eski sokakların Antakya’sını unutmak olmaz tabi…
Taş avluları, tokmaklı kapıları, ahşap mimariyi…
Eskinin geleneğinde bugün de nefes alanı…
Yıkılmışlığında kendini arayanı…
Sizi bilmem, ama ne zaman Antakya için konuşsam ya da yazsam, buna dair notlarım geliyor aklıma… En çok da Özdemir Asaf…
Der ki…
-
Sonra çekildim bir kenara,
Seyrettim bütün olup biteni…
Baktım, kimde ben ne kadarım…
Kim, bende ne kadar kalmış diye…
-
Bu kent de biraz böyle…
Kendi kalmışlığının hesabında…
Ama derdim, bizlerde ne kadar kaldığı…
En çok da…
Kalan noktasında duruşumuz, hazırlığımız…
Şair Şükrü Erbaş demiş ya…
-
Ne zaman öğreneceksiniz bilmiyorum ki, evlerin yalnızca eşyalardan yapılmadığını…
-
Bundan…
Evet…
Dedik ya başlarken, ÇOK ETİKETLİ bir kentiz diye… Hatta Gastronomi’yi de ekledik o upuzun listemize, EXPO’yu da… Yakıştı, binlerce yılın yaşanmışlığında hala BURADAYIM diyen kadim kimliğe…
Ama yine de eksiğiz gibi…
Geçen bir haber okudum, Bodrum’dan…
Bodrum Belediyesi’nden ve bir hazırlığından…
“Bodrum Belediyesi, üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturma hedefiyle, üretici pazarları projesini hayata geçirdi” diyen bir haber, ki bizler de üzerine çok yazdık, hatta çok konuştuk, ama şu ana kadar sonuç alamadık… Semt pazarlarımızdan aldığımız domatesin DOMATES gibi kokmamasından, salatalığın hormonlusundan kaçıp uzaklaşmanın imkansızlığında, ÇÖZÜM istedik…
Bodrum’un genç belediye başkanı, şu bilgiyi paylaşmış…
-
Bodrum ilçe sınırları içinde ikamet eden 80 üretici, Bodrum kapalı pazar yerinde açtıkları tezgahlarda, tarlalarında veya bahçelerinde ürettikleri ürünleri tüketiciyle buluşturdu. Bodrum Belediyesi tarafından üreticiden herhangi bir ücret alınmaması yanı sıra, kadın üreticileri daha fazla desteklemek adına ‘kadın üretici kotası’ da mevcut.
-
Antakya; toprak kokan, tarım kültürü ile yoğrulan, bereketli bir şehir, ki o yüzden, aldığımız onca ünvana bir yenisini ekleme zamanı… Hayatı, üreten için de tüketen için de ARACISIZ hale getirme zamanı…
Zor değil…
Denesek mi ?