EVET için gelmiş Diğerleri için NE zamanmış
Arkadaşlar !
Dışarıda bir şeyler oluyor farkında mısınız?
Uykuda olanları sarsın, uyandırın...
Herkese söyleyin…
Yakında ışıklar kesilebilir…
Karanlıkta ne yapacaksınız ?
Bu mısraları okurken, aklıma gelen kelimeleri yan yana koyup cümle kurmaya başladım ve yolum, Ankara’dan Anadolu’ya düştü… Ama en çok da, Anadolu yollarına düşen Ankara hakimlerinin 16 Nisan trafiğine… Birbirini ha bire sollayan siyasetçilerin EVET ve HAYIR kalabalığına… Öfkelerine… Hırslarına… İktidar tutkularına… Sloganlarına… Gerçek gibi görünen yalanlarına… Korkutan güç savaşlarına… O savaşların vatandaş kurbanlarına…
O yüzden, ben de sorayım mı ?
Farkında mısınız ?
Hükümet’in her bir üyesi ve hatta TARAFSIZ (!) Cumhurbaşkanı bile EVET noktasındaki ‘olmazsa olmazlarını’ anlatıyor büyük bir heyecanla… HAYIR’ın hayatlarımızdan eksiltecekleri noktasında, UYARIYOR ! Hatta HAYIR verecekleri KİMLERLE aynı kefeye koyacağını en RESMİ ağızdan açık açık söylüyor…
Ne mi diyor ?
HAYIR’cılar FETÖ’cü diyor… !
HAYIR’cılar PKK’lı diyor… !
HAYIR’cılar, DARBECİ diye de ekliyor !
Ardından, “Bu toprağın uğrunda ölenleri biz 15 Temmuz gecesi gördük. Onlar EVET’çi idi. HAYIR’cı değildi. HAYIR diyenlerin karşısına dikildiler. O F-16’larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar, işte bugünün HAYIRCILARI” diyecek kadar ileri gidiyor…
Şimdi gelelim Hatay’a…
Hatay’a Ankara’dan gelene…
Geçen gün o EVET telaşında duran isimlerden biri Hatay’daydı… Anlaşılan, Cuma günkü Erdoğan-Hatay buluşmasına omuz vermek istemiş… Esnafı dolaşmış, mahalleleri, dükkânları… Anlatmış, NİYE EVET denmesi gerektiğini… Niye HAYIR verilmemesi gerektiğini… EVET’in kazandıracaklarını ! HAYIR’ın kaybettireceklerini !
Omuz vermiş vermesine de…
Ünvanı gereği keşke BEKLENEN başka şeylere de OMUZ verseymiş…
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’a Hatay’a HOŞGELDİN diyerek başlayalım mı ? Ama bir şeyin altını özenle çizerek tek bir şey hatırlatalım, ki konumuz ne ONUN EVET’i ne de BİZLERİN HAYIR’ı…
Ne mi ?
Öncelikle, daha günler öncesinden haberini yaptığımız Saint Simon Manastırı… 1500 Senelik bir İNANÇ TURİZMİ noktası… Parça parça dökülen tarihimiz… Resmi ilgisizliğimiz… Kaderine terk etmişliğimiz…
Peki, ne mi isterdim !
EVET için bu kadar HEYECANLA Hatay turu yapan Sayın Yayman, aynı heyecanı, eldekinden eksilen bir tarih için de yapsın İSTERDİM… Hatta eldekinden eksiltilen için gelip de HESAP sorsun İSTERDİM… NİYE diye sorsun İSTERDİM ? Sonuca gidecek ÇÖZÜM için bizlere dönüp de HERŞEY YOLUNDA diye eklesin İSTERDİM…
Aslında, paylaştığı bir fotoğraf üzerinden kendisine son bir şey sorarak bitirelim bugünü…
Osmanlı döneminden kalma Kurşunlu Han’ı ziyaret etmiş Sayın Yayman… Gezmiş, incelemiş, adımlamış, eldeki için teşekkür etmiş, esnafla bir araya gelmiş, en sonda da bir HATIRA fotoğrafı çektirip günü sonlandırmış… Ama gezdiği Osmanlı emanetinin restorasyonu sonunda orta yere indirilen metal merdiven için durup da OLMAMIŞ dememiş, DİYEMEMİŞ… Taşın heybetinde yükselen dün emanetine eklenen, ama eklendiği kadar da SIRITAN bu basamaklara İTİRAZ bile etmemiş, EDEMEMİŞ !
Ama biz ediyoruz…
Hatta OLMAMIŞ diyoruz…
Ve buna dair EVET’inize HAYIR’ımızı iliştiriyoruz…