Ben SİZDEN Değilim… OLAMAM DA !!!
Toplumsal mantığın kaybolduğu, akıl sağlığının çok da korunamadığı zamanlarda AYRI BAŞ ÇEKMEK gibi bir özgürlüğümüz her zaman var !
Düşünün bir kere
…son seçimlerin ardından, sonuçların açıklanmasının hemen ertesinde, depremi henüz yaşamış Hatay’ın yıkıntılar içinde kalan Antakya’sında neredeyse davul zurna çalıp seçim zaferini (!) kutlayan insanlara denk geldik !
Taş taş üstünde kalmamışken, enkaza dönmüş şehrin üstünde parti zaferini (!) kutlamak için adeta tepinenler mi ?
UTANMADILAR !
Ne hala cansız bedenleri evlerinin enkazı altında olanlardan,
Ne kayıplarını arayanların yükselen ağıtlarından,
Ne ilk 3 gün yaşanan yalnızlıktan,
Ne de…
Bitmedi !
Bu ülkede, ona reva görülen 7500 TL’lik emekli maaşını doya doya harcadığını ekranlardan söylemekten geri durmayan, hatta ona bu parayı verenler için ALLAH BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN diyen yandaşları da izledik ! Onu, yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşamaya zorlayanlara her koşulda oy verenleri de ! Onu Ankara’da temsil edenler 550 çeşit yemekten oluşan Vekil lokantasında keyif sürerken, alamadığı etin gram hesabında ceket iliklemeye devam edenleri de ! Çocuklarını zar zor büyütenlerin, o gencecik hayalleri mülakat odalarında rafa kaldırmak zorunda kaldıklarını, ama buna rağmen KADER / KISMET dediklerini de ! Çocuk arabasındaki bebeğini işaret edip, ONUN ÖMRÜNDEN ALIP ONA VERSİN diyerek, onu yönetenlere kayıtsız şartsız biat edenleri de ! Cemaatler ve Tarikatlar, onlara akıtılan paralarla zengin olurken, FAKİRLER 500 SENE ÖNCE CENNETE GİRECEK söylemleriyle uyutulanları da ! Aynı dini grupların karıştıkları ÇOCUK GELİN vakalarına rağmen, her şeyi Allah’a bağlayıp hep bir adım geride duranları da ! Depremde yıkılan evlerini onlara BU SİZİN DOĞAL HAKKINIZ diyerek BEDAVA verecek olanı değil de, onları senet sepet borçlandıracakları iktidarda tutanları da ! Çankaya Köşkü’nün kapısına kilit vurup, ardından Ankara’da, Marmaris’te, Ahlat’ta, İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ denilerek inşa edilen görkemli binaları YAKIŞIR dercesine kabul edenleri de ! Başka ülkelerin terör listesinde yer alan silahlı bir grubun temsil ettiği yapı için iktidar partileri eliyle koca bir miting alanını dolduranları da ! Hatay’ın depreminde yerle bir olan lüks bir rezidansın enkazı altından hala ölüler çıkmaya devam ederken, o binanın mimarını övenleri de, o övgü sahibinin bugün hala rahat rahat ortalıkta dolaşmasına seyirci kalanları da ! Ülkedeki kiraları dahi ödeyemeyecek durumdaki maaşları İDARE EDİN dercesine düzeltmeyenlerin iktidarına ruhlarını ve kalplerini teslim edenleri de ! 6 Şubat depreminde, ülke insanını depremzedeler için bağışa davet edip, masrafları paylaşmak için çağrıda bulunanların, başka bir ülkedeki deprem için buna ihtiyaç duymadan YARDIM etmesine tanıklık edenlerin sessizliğini de ! Aynı afetin daha ilk günlerinde, depremzedelere gitmesi gereken çadırları başka bir kuruma sattığı ortaya çıkanların ne ÖZÜR dilediği ne de İSTİFA ettiği memleket gerçeğinde, bunun için baskı yaratamayanları da ! Suriye iç savaşına açık açık taraf olunmasıyla başlayan sığınmacı dalgasında, ülke topraklarını adeta göçmen istilasına açık hale getirenlerin yarattığı ekonomik ve sosyal dengesizliklere tavır koymayanları da ! Hamas / İsrail çatışmasında yaratılan Yahudi düşmanlığının, kendi ülkesinde yaşayan Yahudileri / Musevileri açık açık hedef haline getireceğini hesaplamadan, sahne şovuna devam edenleri eleştirmeyenleri de !
Merak ediyor insan,
…bunca tepkisizlik, NORMAL mi ?
Yukarıdakilerin, aşağıdakileri KADER PLANININ BİR PARÇASI yapma gayreti de bundan mı ?
O tepkisizliği, toplumsal bir kimlik haline getirmek için mi ?
Sizi bilmem, ama BEN, bu kalabalıktan değilim, olamam da ! Ne kalbim, ne vicdanım, ne insanlığım buna izin vermiyor ! O yüzden de BEN, kendini İNSAN olarak gören kimliksiz bir Dünya vatandaşıyım ! Herkesin, ama ne olursa olsun, nasıl olursa olsun, ne şekilde olursa olsun bir arada yaşayabileceği bir yaşam formunun peşindeyim ! Bugüne ulaşabilmiş tüm semavi dinlerin temsilcilerinin, kendi inanç sahipleri için CENNET’i, diğer inanç sahipleri içinse CEHENNEM’i işaret ettikleri bir ÖTEKİ DÜNYA yerine, yaratılmış insanın kardeşliğinde duranlardanım !
Susmuyorum…
Konuşuyorum…
Eleştiriyorum…
Tepkimi gösteriyorum…
Size de tavsiyem,
…susmayın !
Çünkü hepimizin o çok aç olduğu MUTLULUK, içine sıkıştığımız gerçeklere rağmen, çokça TUTUKLU olan, ha bire GÖZALTINDA tutulan özgürlüğümüzde, kendimizde !